İçeriğe geç
Anasayfa » 📌 Marka Hukukunda Öncelik mi, Tescil mi? Yeni Dönemde Denge Arayışı

📌 Marka Hukukunda Öncelik mi, Tescil mi? Yeni Dönemde Denge Arayışı

Marka hukukunda temel iki kavram: “öncelik” ve “tescil”… Peki bu iki ilke çatıştığında hangisi galip gelir? Özellikle Türkiye’de 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 155. maddesi ile birlikte değişen denge, Yargıtay içtihatları ve Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) kararları ışığında nasıl şekilleniyor?

Bu yazımızda, önceki hak sahipliği ile sonraki tescilin karşı karşıya geldiği durumlarda hukuki değerlendirmelerin nasıl yapıldığına, AB ve Türk hukuku arasında bu konuda nasıl bir yaklaşım farkı olduğuna ve SMK 155’in bu dengeyi nasıl yeniden kurduğuna yakından bakıyoruz.

🔍 Tescilin Gücü Nerede Başlar, Nerede Sınır Bulur?

Tescil, marka hakkı kazanmanın temel yoludur. Marka siciline kaydedilen bir işaret, sahibine tek taraflı kullanım ve üçüncü kişileri men etme yetkisi sağlar. Ancak bu hak sınırsız değildir. Özellikle daha önce markayı fiilen kullanan biri varsa ya da aynı markanın önceki bir tescili mevcutsa, sonraki tescilin mutlak koruma sağlaması tartışmalı hale gelir.

⚖️ Öncelik İlkesi Ne Anlama Geliyor?

Öncelik ilkesi, bir markayı ilk kullanan ya da tescil ettiren kişiye öncelikli hak tanır. Bu ilke bazı hukuk sistemlerinde (örneğin ABD) o kadar güçlüdür ki, tescil yapılmasa bile markayı ilk kullanan kişi, sonraki tescillere karşı hak iddia edebilir.

Türkiye’de ise SMK 155 maddesiyle birlikte öncelik ilkesi, özellikle marka tecavüzü davalarında daha belirgin şekilde korunmaya başlanmıştır.

🏛️ Yargıtay’ın Eski Yaklaşımı: Tescil Zırhı

556 sayılı mülga KHK döneminde Yargıtay, sonraki tescilli markayı adeta “hukuka uygunluk kalkanı” gibi değerlendirmekteydi. Bir kişi markasını daha sonra tescil ettirse bile, bu tescil geçerli olduğu sürece önceki marka sahibine karşı bir koruma sağlıyor ve tecavüz davasını engelleyebiliyordu.

Ancak bu yaklaşım, öğretide sert eleştirilerle karşılaştı. Zira bir hakkın tescil edilmiş olması, onun mutlak surette hukuka uygun olduğu anlamına gelmiyordu.

📘 ABAD’ın Yön Verdiği Yeni Dönem

Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD), Celaya, Canina ve Rosa dels Vents gibi kararlarında tescilin tek başına savunma aracı olamayacağını açıkça ortaya koydu. Özellikle:

“Sonraki tescil geçerli olsa dahi, önceki hak sahibi doğrudan tecavüz davası açabilir.” “Hükümsüzlük davası açılması ön şart değildir.” “İyi niyetli ya da kötü niyetli olması sonucu değiştirmez.”

ABAD’ın bu yaklaşımı, Türkiye’de SMK 155’in ihdasında da etkili olmuştur.

📜 SMK 155 ile Gelen Yeni Denge

SMK m.155 ile getirilen düzenleme şu şekilde özetlenebilir:

“Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.”

Bu düzenlemeyle artık, sonraki tarihli tescilin bir “hukuka uygunluk kalkanı” işlevi görmesi engellenmiş, öncelik ilkesi güçlendirilmiştir.

🧩 Peki Tescilsiz Marka Sahipleri Ne Durumda?

Tescilsiz kullanım da SMK’nın 6/3 hükmü ile korunur. Daha önce kullanılmış ve ayırt edicilik kazanmış bir işaret, sonraki tescile engel teşkil edebilir. Bu da aslında gerçek hak sahipliği ilkesine işaret eder.

Özellikle mahkemeler, ticari alanda markayı önce kullanan kişinin “gerçek hak sahibi” olduğunu kabul etmekte, bu kişiye tescil edilmese bile bazı korumalar sağlamaktadır.

⚠️ Uygulamada Ortaya Çıkabilecek Sorular

SMK 155’in sadece tecavüz davalarında mı geçerli olduğu, hükümsüzlük davalarında da uygulanıp uygulanamayacağı doktrinde tartışmalıdır. Çoğunluk görüş, SMK 25. madde kapsamında zaten öncelik ilkesiyle bağlantılı hükümler bulunduğu için 155. maddenin hükümsüzlük davalarına yansıtılmasının gerekli olmadığını savunmaktadır.

✍️ SONUÇ: Tescil Güçlüdür Ama Mutlak Değildir

Marka hukukunda güçlü olan değil, önce davranan kazanır. Tescil, önemli bir koruma sağlar; ancak bu koruma, önceden doğmuş hakların üstünü örtemez. ABAD kararları ve SMK 155 ışığında artık Türkiye’de de tescilin mutlak savunma aracı olması dönemi sona ermiştir.

📌 Sık Sorulan Sorular (SSS)

1. SMK 155 ne anlama gelir?

Önceki hak sahibine karşı, sonraki tarihli tescilin savunma olarak ileri sürülemeyeceğini düzenler.

2. Tescilsiz kullanım da korunur mu?

Evet, özellikle fiili kullanım ve tanınmışlık varsa SMK 6/3 kapsamında koruma mümkündür.

3. Hükümsüzlük davası açmadan tecavüz davası açabilir miyim?

SMK 155’e göre evet, mümkündür.

4. Tescil her zaman hakkı garanti eder mi?

Hayır. Öncelikli hak varsa tescil geçerliliğini yitirir.

5. ABAD kararları Türkiye’yi bağlar mı?

Doğrudan değil ama SMK 155 gibi hükümlerle iç hukuka yansımıştır.

6. İki markanın da tescilli olduğu durumlarda ne olur?

Önceki tescil üstün sayılır, sonraki tescil bir savunma aracı olamaz.

7. Tescilin kötü niyetle yapılması şart mı?

Hayır. ABAD’a göre iyi niyetli tescil bile ihlale neden olabilir.

8. Hangi hallerde marka hükümsüz sayılır?

SMK m.25’e göre önceki haklar varsa ya da tanınmışlık mevcutsa.

9. Tescilsiz kullanım ne kadar güçlüdür?

Fiili kullanım, özellikle yerleşik hale gelmişse, oldukça güçlüdür.

10. Gerçek hak sahibi kimdir?

Markayı fiilen ve ilk kullanan kişi, gerçek hak sahibi sayılır.

📞 Daha fazla bilgi için

📧 Email: emre@emrekurt.av.tr

🟢 WhatsApp: +90 551 942 20 34

#markahukuku #tescil #öncelikilkesi #fikrimülkiyet #ABADkararları #SMK155 #markatescili #hukukiinceleme #markaihlali #intellectualproperty #trademarklaw #öncelikmitescilmi