Bir gün uyandığınızda yüzünüzün ve sesinizin izinsiz bir reklamda kullanıldığını düşünün. Kulağa distopik geliyor değil mi? Ancak bu senaryo, popüler yayıncı DanieltheDemon için gerçek oldu.
Popüler looter shooter oyunu The First Descendant’ın yapımcısı Nexon, bir reklam kampanyasında yayıncının yüzünü, mimiklerini ve sesini yapay zekâ ile taklit ederek TikTok’ta yayımladı. Yayıncı ise bu duruma sert tepki göstererek hiçbir izin vermediğini duyurdu.
Bu olay, yapay zekâ ile üretilen içeriklerin kişilik haklarını nasıl ihlal edebileceği ve bu durumun Türk, ABD ve Avrupa Birliği hukuklarında nasıl ele alındığı konusunda önemli bir tartışma başlattı.
Türk Hukukuna Göre Deepfake Reklamlar
Türk hukukunda kişinin görüntüsü, kişilik hakkının ayrılmaz bir parçası olarak korunur. Bu hak, hem Türk Medeni Kanunu hem de 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile güvence altındadır.
Özellikle FSEK m. 86, bir kişinin fotoğrafı ya da portresinin, eser niteliğinde olmasa bile, kişinin izni olmadan yayımlanmasını veya teşhir edilmesini yasaklar.
DanieltheDemon örneğinde yapay zekâ ile üretilen deepfake görüntü:
Çoğaltma: Yayıncının yüzü ve mimikleri dijital olarak yeniden üretildi. Dış Görünüş: Yüz hatları, mimikler ve ses, yayıncıya özgü karakteristik özelliklerdi. Tanınabilirlik: Takipçileri ve izleyicileri tarafından kolayca fark edildi.
Bu üç unsur bir araya geldiğinde, reklamın hukuka aykırı olduğu açıktır. Üstelik Türk hukukunda, sorumluluk sadece reklamı yayımlayan şirkete değil, aynı zamanda içeriği üreten kişiye de aittir. Yani DanieltheDemon, hem reklamın durdurulması hem de maddi ve manevi tazminat talebiyle yasal süreç başlatabilir.
ABD ve Avrupa’da Yapay Zekâ ile Kişilik Hakları
ABD’de: Right of Publicity
Amerika’da bu tür durumlar Right of Publicity (Kamuyu Tanıtma Hakkı) kapsamında değerlendirilir. Bu hak, bir kişinin adının, görüntüsünün veya sesinin ticari amaçlarla izinsiz kullanımını engeller.
Ancak ABD’de yasalar eyalet bazında farklılık gösterir. Ayrıca yapay zekâ tarafından üretilmiş görüntüler, geleneksel telif yasalarının dışında kaldığı için hukuki boşluklar yaratmaktadır. Bu nedenle Kongre, NO AI Fraud Act gibi yeni düzenlemeler üzerinde çalışıyor.
Avrupa Birliği’nde: GDPR ve AİHS
Avrupa Birliği’nde ise durum daha net. GDPR (Genel Veri Koruma Tüzüğü), yüz ve sesi biyometrik veri olarak kabul eder. Bu verilerin rıza olmadan işlenmesi ağır cezai yaptırımlar doğurur.
Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları da bu alanda güçlü bir koruma sağlar. Özellikle von Hannover kararında, ticari amaçlı görsel kullanımların kamu yararı taşımadığı ve kişilik haklarını ihlal ettiği açıkça belirtilmiştir.
Sonuç: Hukuk Teknolojiye Yetişebilir mi?
Bu olay, farklı hukuk sistemlerinin farklı kavramlara dayansa da (Türkiye’de kişilik hakkı, ABD’de ticari mülkiyet, AB’de temel insan hakları), ortak bir noktada buluştuğunu gösteriyor:
➡ Yapay zekâ kullanılarak kişilerin benzerliklerinin izinsiz ve ticari amaçla kullanılması hukuka aykırıdır.
Teknoloji hızla gelişiyor, ancak hukuk da bu gelişmelere ayak uydurmak zorunda. Önümüzdeki dönemde, yapay zekâ ile üretilen içeriklere ilişkin daha net ve kapsamlı düzenlemeler görmemiz kaçınılmaz.
Oyun ve reklam endüstrisinin ise bu süreçte şeffaflık, izin mekanizmaları ve sorumluluk bilinci geliştirmesi gerekiyor. DanieltheDemon vakası, hukukun teknoloji karşısında nasıl pozisyon aldığının canlı bir örneği olarak kayda geçti.
#hukuk #yapayzeka #kişilikhakları #deepfake #telifhukuku #streamer #oyunendüstrisi #dijitalhaklar
Profesyonel Hukuki Destek İçin
Emre Kurt Hukuk Bürosu olarak, dijital haklar, telif hukuku ve yapay zekâ ile ilgili davalarda uzman çözümler sunuyoruz.
Benzer bir durumla karşılaştıysanız veya kurumunuzu yapay zekâ çağında hukuki risklere karşı korumak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.
📧 E-posta: emre@emrekurt.av.tr
📱 Telefon: 0551 942 20 34