İçeriğe geç
Anasayfa » THINMAX Kararı Işığında “Mere Local Significance” Kriterinin Sınırları ve SMK m. 6/3’teki “Hak Kazanılmışsa” İbaresinin Karşılaştırmalı Yorumu

THINMAX Kararı Işığında “Mere Local Significance” Kriterinin Sınırları ve SMK m. 6/3’teki “Hak Kazanılmışsa” İbaresinin Karşılaştırmalı Yorumu

EUIPO Temyiz Kurulu’nun 25 Kasım 2025 tarihli THINMAX / THINMAX (R 1279/2025-1) kararı, tescilsiz işaretlere dayalı itirazlarda “use in the course of trade of more than mere local significance” şartının nasıl katı bir delil standardına bağlandığını çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.

Bu yazıda kararın özeti verilmekle kalmayacak; “mere local significance” kavramının AB hukukundaki işlevi, Türk hukukundaki SMK m. 6/3’te yer alan “hak kazanılmışsa” ibaresi ile nerelerde örtüştüğü, nerelerde tamamen farklı bir dogmatiğe oturduğu akademik düzeyde analiz edilecektir.

1. Kararın Çerçevesi ve Sonuç: Neden THINMAX İtirazı Reddedildi?

Opponent (Fujian XINMAI), başvuru sahibinin THINMAX ibareli AB marka başvurusuna karşı, Hollanda’da ekmek için kullanıldığını iddia ettiği tescilsiz işarete dayanarak itiraz etmişti.

Kurulun bulguları çok netti:

Opponent’ın sunduğu delillerin hiçbiri, markanın Hollanda pazarında ekonomik etki yarattığını, Sürekli, yaygın, ticari nitelikte, Tüketici veya rakiplerce bilinir bir şekilde kullanıldığını göstermiyordu.

Gümrük belgeleri, ihracat evrakları, Çin’deki tesciller, copyright kayıtları, ürün fotoğrafları veya Avrupa içi faturalar Hollanda’da kullanımın varlığını değil, sadece ticaret niyetini göstermekteydi.

Bu nedenle 8(4) EUTMR şartlarından en kritik olanı, yani:

“use in the course of trade of more than mere local significance”

karşılanmadı ve itiraz reddedildi.

2. “Mere Local Significance” Nedir? AB Hukukunda İşlevi ve Delil Standardı

2.1. Kavramın Normatif Kaynağı

“Mere local significance”, EUTMR m. 8(4) ve m. 60(2) çerçevesinde, tescilsiz işaretlerin veya başka hukuki dayanaklı işaretlerin AB markasına karşı ileri sürülebilmesi için aranan eşik koruma şartıdır.

Bir işaretin korunabilir olması için:

Ticarette kullanım, Yerel ölçeği aşan ekonomik/ticari önem, Üye devlet hukukunda hak doğurması, Sonraki markayı yasaklayabilecek nitelikte olması

şartlarının tümü ispatlanmalıdır.

“Mere local significance”, bu şartlardan en filtreden geçirici olanıdır.

2.2. ABAD ve Genel Mahkeme’nin içtihadı

Kurul kararında da atıf yapılan içtihatlara göre:

İşaretin gerçek bir ticari varlık göstermesi gerekir (Bud / Anheuser-Busch) Kullanım sadece coğrafi yayılım değil, aynı zamanda: Ekonomik etki, Süreklilik, Tüketici veya rakip çevrelerde bilinirlik, Reklam – pazarlama – satış kanıtı gerektirir.

Bu nedenle “mere local significance” kavramı, markanın belirli bir ekonomide ayak izi bırakıp bırakmadığı sorusuna odaklanır.

2.3. AB hukuku açısından kritik fark: “Genuine use” ≠ “More than mere local significance”

Kurul, kararında bu ayrımı özellikle belirtti:

“More than mere local significance”, “genuine use”ten daha düşük bir eşiğe sahiptir; çünkü burada konu bir önceki hakkın varlığı, kullanımın yoğunluğu değil.

Ancak THINMAX kararında görüldüğü gibi, yine de sadece ihracat niyeti, tekil faturalar, coğrafi hedef göstergeleri, ya da internet görselleri yeterli değildir.

3. SMK m. 6/3’teki “Hak Kazanılmışsa” İbaresi ile Karşılaştırmalı Analiz

Türk hukukunda tescilsiz marka veya kullanıma dayalı hak kavramı AB’nin 8(4) sistematiğinden tamamen farklı bir dogmatik yapıya sahiptir.

SMK m. 6/3 şöyle der:

“Tescilli bir markaya hak kazanılmışsa, sonraki başvuru reddedilir.”

3.1. Türkiye’de Korumanın Kaynağı

SMK m. 6/3 ile:

Fiilî kullanım, Kazanılmış ayırt edicilik, Yoğun ve istikrarlı kullanım, Tüketici nezdinde bilinirlik

birlikte aranmaktadır.

Yani “hak kazanma”, AB’deki “mere local significance” gibi ekonomik/yerel eşik testine değil, ayırt edicilik ve pazar bağdaşması testine dayanır.

3.2. Kavramsal farklar

Konu

AB – 8(4) “More than mere local significance”

Türkiye – SMK m. 6/3 “Hak kazanılmışsa”

Koruma nedeni

Kullanıma dayalı “ticari önem”

Kullanıma dayalı “ayırt edicilik + kazanılmış hak”

Delil yükü

Ekonomik etki, coğrafi yayılım, reklam, satış

Kullanım, bilinirlik, tüketici algısı, pazarda tanınma

Amaç

Tescilsiz işaretleri kötüye kullanıma karşı koruma

Tanınmış hale gelen tescilsiz markaların korunması

Eşik

Ekonomik/ticari yoğunluk gerektirir

Ayırt edicilik kazanmış olması yeterlidir (ekonomik etki aranmaz)

Sonucu

Yalnızca daha sonraki AB başvurusunu engeller

Ulusal tescil başvurusunun reddi; mahkemede ileri sürülebilir

Bu tablo, THINMAX benzeri bir uyuşmazlıkta aynı delillerin Türkiye’de sert bir şekilde değerlendirilse bile “hak kazanma” testinin daha farklı işlediğini ortaya koyuyor.

3.3. Eğer THINMAX davası Türkiye’de olsaydı?

İtiraz Edenin delilleri:

Çin tescilleri, copyright, gümrük belgeleri, ihracat evrakları, fotoğraflar…

Türkiye’de hak kazanma için:

Türkiye pazarında fiilî kullanım, Ayırt edicilik, Tanınmışlık, Süreklilik gerekir.

Bu dosyada ise Türkiye’de kullanım yok; dolayısıyla SMK m. 6/3 bakımından sonucun değişmeyeceği açıktır.

Ancak dikkat edilmelidir:

Türkiye’de ayırt edicilik kazanma, AB’deki “mere local significance”ten daha yararlanılabilir bir normdur. Zira ekonomik etki değil, tüketici algısı korunur.

4. THINMAX Kararının Sistematik Önemi

4.1. Tescilsiz markaların AB’de itiraz dayanağı olarak kullanılması giderek zorlaşıyor

Bu karar, EUIPO’nun delil standardının çok yükseldiğini tekrar teyit ediyor.

Çin’den gönderilen ürünlerin AB’ye giriş yapması bile tek başına kullanım sayılmaz.

4.2. Copyright + tescilsiz marka ilişkisi tartışmaya kapatıldı

Kurul çok açık bir tespit yaptı:

Copyright, 8(4) anlamında önceki hak değildir.

Ancak iptal sebepleri bağlamında ileri sürülebilir.

Bu, Türkiye’de zaman zaman rastlanan “eser niteliğindeki marka” argümanlarının AB sistemi içinde nasıl sınırlandığını göstermesi bakımından önemlidir.

4.3. Coğrafi hedefleme yeterli değil

Gümrük belgelerinde alıcı adresi Hollanda olsa bile:

“Bu ürün Hollanda’da satıldı, pazara girdi, bilinirlik kazandı” anlamına gelmez.

Bu, Amazon FBA, dropshipping, lojistik merkezleri üzerinden ticaret gibi modern ticaret modellerinde önemli bir tartışma alanıdır.

5. Uygulama İçin Sonuç: Delil Stratejisinde Ne Gerekiyor?

AB’de 8(4) kapsamında tescilsiz bir marka ileri sürmek isteyenler için minimum delil paketi şu unsurları taşımalıdır:

1. Satış faturaları

Hedef ülkede düzenlenmiş, işaret taşıyan ürünün satışını gösteren.

2. Dağıtım kanıtları

Bayi sözleşmeleri Market raf fotoğrafları Sipariş kayıtları (ülke bazlı)

3. Reklam – tanıtım – online görünürlük

Google Ads / Meta Ads hedefleme kayıtları Hollanda dilinde promosyon kampanyaları Yerel tüketiciyi hedefleyen web sitesi analitikleri

4. Süreklilik

En az 6–12 aylık periyotta tekrarlayan ticari faaliyet.

THINMAX dosyasında hiçbir unsur bu kriterleri karşılamadığından, karar son derece öngörülebilir bir sonuca ulaşmıştır.

6. Sonuç: “Mere Local Significance” ile “Hak Kazanılmışsa” Aynı Şeyi mi İfade Ediyor?

Kesinlikle hayır.

AB hukukunda ticari önem – ekonomik etki aranır. Türk hukukunda ise ayırt edicilik ve kazanılmış hak aranır. AB’nin yaklaşımı pazar hacmine, Türkiye’nin yaklaşımı tüketici algısına dayanır.

THINMAX kararı, bu farkı öğretici şekilde somutlaştırıyor.

Sonuç olarak, EUIPO’nun tescilsiz haklara yaklaşımı, özellikle üçüncü ülkelerden (Çin vb.) yapılan ihracatlara dayalı itirazları neredeyse olanaksız hale getirecek kadar sıkıdır.

Bu karar, hem AB marka hukuku hem de Türk marka hukuku bakımından tescilsiz hakların korunma mantığını karşılaştırmalı olarak anlamak için önemli bir emsal niteliği taşımaktadır.

#EUIPO #EUTMR #TrademarkLaw #MereLocalSignificance #SMK6_3 #KazanılmışHak #IPLaw #BrandProtection #TrademarkOpposition #ABMarkaHukuku #FikriMülkiyet #KarşılaştırmalıHukuk

Etiketler: