Ara 14, 2018
724 Görüntüleme

Kanser Tedavisi, Kalp Krizi, Komplikasyon, Maddi ve Manevi Zarar

Yazan
banner

YARGITAY
13. HUKUK DAÄ°RESÄ°
E. 2015/27853
K. 2018/6133
T. 23.5.2018
• MADDÄ° VE MANEVÄ° TAZMÄ°NAT Ä°STEMÄ° ( Davacıların Murisinin Davalı Hastanede Yapılan Kanser Tedavisinde Kalp Pilinin Zarar Görmesiyle OluÅŸan Komplikasyonlar Sebebiyle Vefat EttiÄŸi Ä°ddiasına Dayanan – Taraf Ä°ddialarını Yeteri Kadar Aydınlatmayan Ä°lgili Ä°htisasın Uzmanları Tarafından DeÄŸil Adli Tıp Uzmanları Tarafından Hazırlanan Raporların Hükme Esas Alınmasının Ä°sabetsiz OlduÄŸu )
• EKSÄ°K Ä°NCELEME ( Kardiyoloji ve Kanser Hastalıkları Uzmanının da İçinde BulunduÄŸu Akademik Kariyere Sahip Üç KiÅŸilik BilirkiÅŸi Kurulundan Davalılara Atfı Kabil Bir Kusur Olup Olmadığı Hususunda Nedenlerini Açıklayıcı Nitelikte Rapor Alınarak Sonucuna Göre Karar Verilmesi GerektiÄŸi – Davacıların Murisinin Davalı Hastanede Yapılan Kanser Tedavisinde Kalp Pilinin Zarar Görmesiyle OluÅŸan Komplikasyonlar Sebebiyle Vefat EttiÄŸi Ä°ddiasına Dayanan Maddi ve Manevi Tazminat Ä°stemi )
• VEKALET SÖZLEÅžMESÄ° ( Vekil Vekalet Görevini Yerine Getirirken YöneldiÄŸi Sonucun Elde Edilmemesinden Sorumlu DeÄŸil Ä°se de Bu Sonuca UlaÅŸmak İçin GösterdiÄŸi Çabanın Yaptığı Ä°ÅŸlemlerin Eylemlerin ve Davranışlarının Özenli Olmayışından DoÄŸan Zararlardan Sorumlu OlduÄŸu – Vekil Konumunda Olan Doktorların Bilim ve Teknolojinin GetirdiÄŸi Bütün Ä°mkanları Kullanmak Suretiyle Özen Borcunu Yerine Getirmeleri GerektiÄŸi – Davacıların Murisinin Davalı Hastanede Yapılan Kanser Tedavisinde Kalp Pilinin Zarar Görmesiyle OluÅŸan Komplikasyonlar Sebebiyle Vefat EttiÄŸi Ä°ddiasına Dayanan Maddi ve Manevi Tazminat Ä°stemi )
6098/m.502
ÖZET : Dava, davacıların murisinin davalı hastanede yapılan kanser tedavisinde kalp pilinin zarar görmesiyle oluşan komplikasyonlar sebebiyle vefat ettiği iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle, vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir.

Dosyadaki bilirkişi raporları hükme esas alınacak açıklık ve yeterlilikte olmadığı, taraf iddialarını yeteri kadar aydınlatmadığı, raporların ilgili ihtisasın uzmanları tarafından değil, adli tıp uzmanları tarafından hazırlandığı anlaşılmakla, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, konularında uzmanların, özellikle kardiyoloji ve kanser hastalıkları uzmanının da içinde bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, taraf iddiaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle, davaya konu olayda davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli nitelikte rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayanılarak hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacılar, muris…’un davalı hastanede 27/12/2010-05/01/2012 tarihleri arasında, davalı hastanede bulunan … isimli cihazın kullanılması suretiyle ve toplam 6 seanslık bir kanser terapisi hizmeti aldığını, bu 6 kürden oluÅŸan kanser terapisinin uygulanmasında kullanılmış olan “…” isimli cihazın yaratmış olduÄŸu manyetik ya da benzeri bir etkiden dolayı kalbinde takılı olan ICD ( kalp pili ) cihazının, her bir kür sırasında ve bazı kürler sırasında birden fazla olmak üzere ÅŸoklama yaparak murisin kalp krizi geçirmesine sebep olduÄŸunu, murisin kalp cihazı kullandığını davalı hastaneye ilgili terapi hizmetini almadan önce yazılı olarak belirttiÄŸini, üstelik terapi yapılırken görüntüleme cihazında da söz konusu cihazın varlığının doktorlar tarafından açık ÅŸekilde tespit edildiÄŸini, murisin bu elem verici hadiseyi davalı hastanedeki kanser terapi kürleri bittikten hemen sonra, nefes darlığı ÅŸikayetiyle baÅŸvurduÄŸu … Kalp ve Damar Hastalıkları EÄŸitim Hastanesinde kalbinde takılı olan ICD cihazını kontrol ettirdiÄŸinde, kanser terapisi sırasında geçirdiÄŸi kalp krizlerini öğrendiÄŸini, ICD cihazının hafızasında kayıtlı olan kriz zamanlarının da yazılı olarak tespit edildiÄŸini, murisin defalarca geçirdiÄŸi kalp krizi sebebiyle kendisine takılı olan ICD cihazının bataryasının boÅŸaldığını ve kanındaki pıhtılaÅŸma oranının hayati tehlike yaratacak seviyede arttığını, bu sebeple … Kalp ve Damar Hastalıkları EÄŸitim Hastanesinde müşahade altında tutularak yatırıldığını ve söz konusu kandaki pıhtılaÅŸmayı önlemesi için verilen ilaçlar sebebiyle acil olarak baÅŸvurduÄŸu Özel … SaÄŸlık Merkezi Hastanesinde beyin kanaması sonucu hayatını kaybettiÄŸini, davalı hastanece uygulanan toplam 6 seanslık kanser terapilerinin en azından bir tanesi sırasında söz konusu tıbbi durumun objektif olarak farkına varılması gerekirken söz konusu tıbbi durumun farkına varılmadığını, murisin yaÅŸadığı her bir kalp krizinin ayrı ayrı ele alınarak, yaÅŸadığı elem ve acının deÄŸerlendirilmesi suretiyle, kalp krizlerinin tamamı için takdir edilecek tazminat sorumluluÄŸunun bu çerçevede takdir edilmesini, davalı hastanenin ve davalı doktorun durumu farketmesi ve gerekli önlemleri alması gerekirken, tespiti hiç de zor olmayan bu durumun devam etmesine seyirci kalarak murisin her bir kür sırasında kalp krizi geçirmesine sebebiyet verdiklerini ileri sürerek, davalılardan maddi manevi tazminat isteminde bulunmuÅŸlardır.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, açılan davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, davacıların murisinin davalı hastanede yapılan kanser tedavisinde kalp pilinin zarar görmesiyle oluşan komplikasyonlar sebebiyle murisin vefat ettiği iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle, vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir.

Mahkemece, dosyaya, 06.03.2014 tarihli, … Tıp Fakültesi Dekanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı BaÅŸkanlığı’ndan temin edilen, … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Ãœyeleri Prof.Dr. C.Y., Uz.Dr. B.Åž.E., Uz.Öğr.Dr. Ä°.E.Ç.’nın hazırladıkları heyet raporu ve yine Prof.Dr.C.Y. ile Uz.Öğr.Dr. Ä°.E.Ç.’nın hazırladıkları 22.09.2014 tarihli ek rapor kazandırılmış; alınan bu raporlara dayanılmak suretiyle hüküm tesis edilmiÅŸtir.

Anılan kök raporda, sonuç olarak; “1- ICD cihazı bir tür kalp pili olmakla birlikte, klasik kalp pilinden deÄŸerlendirme bölümünde belirtildiÄŸi üzere ÅŸekilsel ve iÅŸlevsel farklılıkları bulunduÄŸu, 2- DeÄŸerlendirme bölümünde açıklandığı gibi, hastada mevcut ICD cihazının, lineer hızlandırıcıya nasıl cevap vereceÄŸi ve zarar görüp görmeyeceÄŸi hususlarında yeterli veri bulunmamakla birlikte; lineer hızlandırıcı ( radyoterapi ) seanslarıyla, ICD’nin pik yaptığı tarih ve saatin aynı zaman aralığında olması nedeniyle, cihazın radyoterapi seanslarından etkilendiÄŸinin kabulü gerekeceÄŸi, 3- Lineer hızlandırıcı seansları sonrası, hasta hemen kardiyoloji kontrolüne gitmediÄŸinden ve radyoterapiden yaklaşık 16 gün sonra yapılan baÅŸvuruda da herhangi bir kalp kası hasarı saptanmadığından, radyoterapi seanslarından etkilendiÄŸi görülen ICD cihazının, ölenin kalbine zarar verdiÄŸinin adli tıbbi delilleri bulunmadığı, 4- Ancak, Lineer hızlandırıcı iÅŸleminin ICD cihazını etkileme potansiyeli bilindiÄŸinden, Lineer hızlandırıcı seansları öncesinde ICD firma yetkilisinin çağırılmamış ve iÅŸlem öncesi ve sonrasında kardiyoloji konsültasyonu istenilmemiÅŸ olmasının eksiklik olduÄŸu, 5- Ölenin 2006 yılından beri atrial fibrilasyonu olduÄŸunun kayıtlı olduÄŸu, bu sebeple Dr. … Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesinde 31.01.2011 tarihinde atrial fibrilasyon ve intraatrial trombüs tanısı konulup, antikoagülan tedavi düzenlenmesinin; lineer hızlandırıcı uygulamasının bir sonucu olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, 6- DeÄŸerlendirme bölümünde aktarıldığı gibi …’a uygulanan antikoagülan tedavi protokolünün tıp kurallarına uygun olduÄŸu, 7- …’da ortaya çıkan beyin kanamasının antikoagülan tedaviyle iliÅŸkisinin bulunduÄŸu ancak, bu durumun komplikasyon olduÄŸu cihetle tıbbi malpraktis kavramı çerçevesinde izin verilen risk kapsamında deÄŸerlendirileceÄŸi, 8- …’un son baÅŸvurduÄŸu hastanede bu komplikasyonun yönetiminde bilimsel standartlara uygun davranıldığı kanaatine varılmıştır.” deÄŸerlendirilmesi yapılmış; ek raporda ise sonuç olarak; “1- Tarafımızdan hazırlanan önceki raporda belirtildiÄŸi gibi, hastada mevcut ICD cihazının, lineer hızlandırıcıya nasıl cevap vereceÄŸi ve zarar görüp görmeyeceÄŸi hususlarında yeterli veri bulunmamakla birlikte; lineer hızlandırıcı ( radyoterapi ) seanslarıyla, ICD’nin pik yaptığı tarih ve saatin aynı zaman aralığında olması nedeniyle, cihazın radyoterapi seanslarından etkilendiÄŸinin kabulü gerekeceÄŸi, bu etkilenimin cihazda ya da kalpte hasara yol açtığının adli tıbbi delillerinin bulunmadığı, 2- Önceki raporda belirtildiÄŸi gibi, ölenin 2006 yılından beri atrial fıbrilasyonu olduÄŸunun kayıtlı olduÄŸu, bu sebeple Dr. … Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesinde 31.01.2011 tarihinde atrial fibrilasyon ve intraatrial trombüs tanısı konulup, antikoagülan tedavi düzenlenmesinin; lineer hızlandırıcı uygulamasının bir sonucu olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, zira atrial fıbrilasyonun da tek başına trombüs oluÅŸmasına neden olabileceÄŸi, 3- Daha önce belirtildiÄŸi gibi, Lineer hızlandırıcı iÅŸleminin ICD cihazını etkileme potansiyeli bilindiÄŸinden, Lineer hızlandırıcı seansları öncesinde ICD firma yetkilisinin çağırılmamış ve iÅŸlem öncesi ve sonrasında kardiyoloji konsültasyonu istenilmemiÅŸ olmasının eksiklik olduÄŸu, bu eksikliÄŸin kusur olarak düşünülebileceÄŸi, ancak bu kusurun bir zarara yol açtığının adli tıbbi delilleri saptanmadığı, 4- Bu sebeple sorulduÄŸu üzere, ölüm ile Lineer hızlandırıcı kullanımı arasında illiyet bağı kurulamayacağı, kanaatine varılmıştır.” deÄŸerlendirilmesi yapılmıştır.

Dosyaya kazandırılmış bulunan, anılan raporlar incelendiğinde, hükme esas alınacak açıklık ve yeterlilikte olmadığı, taraf iddialarını yeteri kadar aydınlatmadığı, raporların ilgili ihtisasın uzmanları tarafından değil, adli tıp uzmanları tarafından hazırlandığı anlaşılmakla, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, konularında uzmanların, özellikle kardiyoloji ve kanser hastalıkları uzmanının da içinde bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, taraf iddiaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle, davaya konu olayda davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elver

işli nitelikte rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeple hükmün temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, peÅŸin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliÄŸden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2018 tarihinde oybirliÄŸiyle karar verildi.

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden Ä°nceleme ve DeÄŸerlendirme Kurulu’na(YÄ°DK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri, marka ve patent ceza hukuku, telif hakları, tüketici hukuku ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır. Ä°stanbul’daki ÅŸubemizin yanında ülkenin her yerinde davalarımız ve iÅŸ birliÄŸi yaptığımız avukatlarımız mevcuttur.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz