Kas 20, 2023
99 Görüntüleme

Sınai Mülkiyet Kanununun 82. Maddesi SMK m. 82 Patent Tescilinin Şartları

Yazan
banner

Sınai Mülkiyet Kanununun 82. Maddesi SMK m. 82 Patent Tescilinin Şartları

Patentlenebilirlik Şartları
Patentlenebilir buluşlar ve patentlenebilirliğin istisnaları
MADDE 82- (1) Teknolojinin her alanındaki buluşlara yeni olması, buluş basamağı içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması şartıyla patent verilir.
(2) Aşağıda belirtilenler buluş niteliğinde sayılmaz. Patent başvurusu veya patentin aşağıda belirtilen konu veya faaliyetlerle ilgili olması hâlinde, sadece bu konu veya faaliyetlerin kendisi patentlenebilirliğin dışında kalır:
a) Keşifler, bilimsel teoriler ve matematiksel yöntemler.
b) Zihni faaliyetler, iş faaliyetleri veya oyunlara ilişkin plan, kural ve yöntemler.
c) Bilgisayar programları.
ç) Estetik niteliği bulunan mahsuller, edebiyat ve sanat eserleri ile bilim eserleri.
d) Bilginin sunumu.
(3) Aşağıda belirtilen buluşlara patent verilmez:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlar.
b) Mikrobiyolojik işlemler veya bu işlemler sonucu elde edilen ürünler hariç olmak üzere, bitki çeşitleri veya hayvan ırkları ile bitki veya hayvan üretimine yönelik esas olarak biyolojik işlemler.
c) İnsan veya hayvan vücuduna uygulanacak teşhis yöntemleri ile cerrahi yöntemler dâhil tüm tedavi yöntemleri.
ç) Oluşumunun ve gelişiminin çeşitli aşamalarında insan bedeni ve bir gen dizisi veya kısmi gen dizisi de dâhil olmak üzere insan bedeninin öğelerinden birinin sadece keşfi.
d) İnsan klonlama işlemleri, insan eşey hattının genetik kimliğini değiştirme işlemleri, insan embriyosunun sınai ya da ticari amaçlarla kullanılması, insan ya da hayvanlara önemli bir tıbbi fayda sağlamaksızın hayvanlara acı çektirebilecek genetik kimlik değiştirme işlemleri ve bu işlemler sonucu elde edilen hayvanlar.
(4) Üçüncü fıkranın (a) bendi kapsamında buluşun ticari kullanımının sadece mevzuatla yasaklanmış olması, bu kullanımın kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olduğu anlamına gelmez.
(5) Üçüncü fıkranın (b) bendinde belirtilen mikrobiyolojik işlem, mikrobiyolojik materyal içeren, mikrobiyolojik bir materyalle gerçekleştirilen veya sonucunda mikrobiyolojik materyal oluşan herhangi bir işlemi; esas olarak biyolojik işlem, melezleme ya da seleksiyon gibi tamamen doğal bir olaydan oluşan bitki veya hayvan üretim usulünü ifade eder.


Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 82. Maddesinde Patentlenebilirlik Şartları

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 82. maddesi, patentlenebilirlik şartlarını düzenleyen temel hükümdür. Bu maddeye göre, teknolojinin her alanındaki buluşlara yeni olması, buluş basamağı içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması şartıyla patent verilir.

1. Yenilik

Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından yapılan incelemede, buluşun yenilik unsurunu taşımadığına karar verilmesi halinde, başvuru reddedilir. TÜRKPATENT tarafından reddedilen patent başvuruları, idari yargıda dava konusu edilebilir. Bu davalarda, patentin yenilik unsurunun değerlendirilmesi, mahkemenin takdirine bağlıdır.

Türkiye’deki yargı kararlarında, patentin yenilik unsurunun değerlendirilmesinde, aşağıdaki hususlara dikkat edildiği görülmektedir:

  • Buluş, başvuru tarihinde Türkiye veya yabancı bir ülkede kamuya açık değilse yeni sayılır. Kamuya açıklık, buluşun yazılı veya sözlü olarak açıklanması, kullanıma sunulması veya herhangi bir şekilde üçüncü kişiler tarafından öğrenilmesi suretiyle gerçekleşebilir.
  • Buluş, tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan bir buluştur. Bilinen teknik bilgi, ilgili teknik alandaki uzmanın, başvuru tarihinde ulaşabileceği teknik bilgidir.
  • Buluş, tekniğin bilinen durumunun bir sonucu olarak akla gelmiş bir buluş değildir.

Türkiye’de, patentin yenilik unsurunun değerlendirilmesinde, karşılaştırma grubu oluşturulmasına büyük önem verilmektedir. Karşılaştırma grubu, buluşun teknik seviyesini doğru bir şekilde yansıtmalıdır. Karşılaştırma grubu oluştururken, buluşun teknik alanını, buluşun teknik özelliklerini ve buluşun kullanım amacını dikkate alınmaktadır.

Türkiye’deki bazı yargı kararlarında, buluşun yenilik unsurunu karşılamaması nedeniyle patent başvurusu reddedilmiştir. Örneğin, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, bir patent başvurusunda, buluşun, karşılaştırma grubuna giren buluşlarda yer alan teknik özellikleri içerdiği gerekçesiyle yenilik unsurunu taşımadığına karar vermiştir.

Avrupa Birliği’nde, patentin yenilik unsurunun değerlendirilmesinde, Türk hukukuna benzer bir yaklaşım benimsenmektedir. Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC), Avrupa Birliği’ndeki patent başvurularının değerlendirilmesinde temel teşkil eden hükümdür. EPC’nin 52. maddesi, patentlenebilirlik şartlarını düzenlemektedir.

EPC’ye göre, buluş, aşağıdaki şartları taşırsa patentlenebilir:

  • Buluş, başvuru tarihinde Avrupa veya yabancı bir ülkede kamuya açık değilse yeni sayılır.
  • Buluş, tekniğin bilinen ilkelerine dayanan bir buluştur.
  • Buluş, sanayide uygulanabilir niteliktedir.

Avrupa Birliği’nde, patentin yenilik unsurunun değerlendirilmesinde, karşılaştırma grubu oluşturulmasına da büyük önem verilmektedir. Karşılaştırma grubu, buluşun teknik seviyesini doğru bir şekilde yansıtmalıdır. Karşılaştırma grubu oluştururken, buluşun teknik alanını, buluşun teknik özelliklerini ve buluşun kullanım amacını dikkate alınmaktadır.

Avrupa Birliği’nde, patentin yenilik unsurunu karşılamaması nedeniyle patent başvurusu reddedilmiştir. Örneğin, Avrupa Birliği Patent Mahkemesi, bir patent başvurusunda, buluşun, karşılaştırma grubuna giren buluşlarda yer alan teknik özellikleri içerdiği gerekçesiyle yenilik unsurunu taşımadığına karar vermiştir.

Türkiye ve Avrupa Birliği’nde, patentin yenilik unsurunun değerlendirilmesinde, temel olarak benzer bir yaklaşım benimsenmektedir. Ancak, iki sistem arasında bazı farklılıklar da bulunmaktadır. Örneğin, Avrupa Birliği hukukunda, buluşun “teknik nitelik” taşıması şartı yer almaktadır. Bu şart, Türk hukukunda yer almamaktadır.

2. Buluş Basamağı

Buluş basamağı, buluşun, ilgili olduğu teknik alandaki uzman bir kişi tarafından, tekniğin bilinen durumundan aşikâr bir şekilde çıkarılamayan bir teknik gelişme olmasıdır. Buluş basamağı, buluşun yeniliğini ve yaratıcılığını gösterir.

Türkiye’deki Uygulama

Türkiye’de, patentin buluş basamağı unsurunun değerlendirilmesinde, aşağıdaki hususlara dikkat edilmektedir:

  • Buluş, tekniğin bilinen durumundan aşikâr bir şekilde çıkarılamayan bir teknik gelişme olmalıdır.
  • Buluş, tekniğin bilinen durumundan elde edilebilecek bir sonucun daha verimli veya daha ekonomik bir şekilde elde edilmesini sağlamalıdır.
  • Buluş, tekniğin bilinen durumundan elde edilebilecek bir sonucun yeni bir kullanım alanını sağlamalıdır.

Türkiye’de, buluş basamağı unsurunun değerlendirilmesinde, karşılaştırma grubu oluşturulmasına büyük önem verilmektedir. Karşılaştırma grubu, buluşun teknik seviyesini doğru bir şekilde yansıtmalıdır. Karşılaştırma grubu oluştururken, buluşun teknik alanını, buluşun teknik özelliklerini ve buluşun kullanım amacını dikkate alınmaktadır.

Avrupa Birliği’ndeki Uygulama

Avrupa Birliği’nde, patentin buluş basamağı unsurunun değerlendirilmesinde, Türk hukukuna benzer bir yaklaşım benimsenmektedir. Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC)’nin 52. maddesi, patentlenebilirlik şartlarını düzenlemektedir.

EPC’ye göre, buluş, buluş basamağı içeriyorsa patentlenebilir. Buluş basamağı, buluşun, tekniğin bilinen durumundan aşikâr bir şekilde çıkarılamayan bir teknik gelişme olmasıdır.

Avrupa Birliği’nde, buluş basamağı unsurunun değerlendirilmesinde, karşılaştırma grubu oluşturulmasına da büyük önem verilmektedir. Karşılaştırma grubu, buluşun teknik seviyesini doğru bir şekilde yansıtmalıdır. Karşılaştırma grubu oluştururken, buluşun teknik alanını, buluşun teknik özelliklerini ve buluşun kullanım amacını dikkate alınmaktadır.

Türkiye ve Avrupa Birliği’nde, patentin buluş basamağı unsurunun değerlendirilmesinde, temel olarak benzer bir yaklaşım benimsenmektedir. Ancak, iki sistem arasında bazı farklılıklar da bulunmaktadır.

Türkiye’de, buluş basamağının değerlendirilmesinde, buluşun tekniğin bilinen durumundan elde edilebilecek bir sonucun daha verimli veya daha ekonomik bir şekilde elde edilmesini sağlaması veya tekniğin bilinen durumundan elde edilebilecek bir sonucun yeni bir kullanım alanını sağlaması gibi hususlar da dikkate alınmaktadır. Bu hususlar, Avrupa Birliği patent hukukunda düzenlenmemiştir.

Patentin buluş basamağı unsuru, patent sisteminin temel unsurlarından biridir. Bu unsurun nasıl tanımlandığı ve değerlendirildiği, patent sisteminin etkinliğini önemli ölçüde etkileyebilir.

Türkiye ve Avrupa Birliği’nde, patentin buluş basamağı unsurunun değerlendirilmesinde, temel olarak benzer bir yaklaşım benimsenmektedir.

3. Sanayiyel Uygulanabilirlik

Patent, buluş sahibine, buluşun kullanımına ilişkin belirli bir süre boyunca yasal olarak tanınan bir haktır. Patent almak için, buluşun belirli şartları taşıması gerekmektedir. Bu şartlardan biri, buluşun sanayide uygulanabilir olmasıdır.

Patentin sanayide uygulanabilirliği, buluşun teknik olarak mümkün olup olmadığına ve herhangi bir sanayi dalında üretilebilir, kullanılabilir veya uygulanabilir olup olmadığına bakılarak değerlendirilir.

Dünyada, patentin sanayiye uygulanabilirliği konusunda temel olarak iki yaklaşım benimsenmektedir:

  • Açık formülasyon yaklaşımı: Bu yaklaşıma göre, buluşun sanayide uygulanabilir olup olmadığı, buluşun ayrıntılı bir şekilde açıklanmasına ve karşılaştırma grubu oluşturulmasına bakılarak değerlendirilir.
  • Kapalı formülasyon yaklaşımı: Bu yaklaşıma göre, buluşun sanayide uygulanabilir olup olmadığı, buluşun belirli teknik özelliklere sahip olup olmadığına bakılarak değerlendirilir.

Açık Formülasyon Yaklaşımı

Açık formülasyon yaklaşımına göre, buluşun sanayide uygulanabilir olup olmadığı, buluşun ayrıntılı bir şekilde açıklanmasına ve karşılaştırma grubu oluşturulmasına bakılarak değerlendirilir.

Bu yaklaşımın avantajı, buluşun sanayide uygulanabilirliğini değerlendirmede daha esnek bir yaklaşım sunmasıdır. Dezavantajı ise, bu yaklaşımın daha karmaşık ve zaman alıcı olmasıdır.

Açık formülasyon yaklaşımı, dünyanın pek çok ülkesinde benimsenen bir yaklaşımdır. Bu ülkeler arasında, Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Çin ve Avrupa Birliği ülkeleri bulunmaktadır.

Kapalı Formülasyon Yaklaşımı

Kapalı formülasyon yaklaşımına göre, buluşun sanayide uygulanabilir olup olmadığı, buluşun belirli teknik özelliklere sahip olup olmadığına bakılarak değerlendirilir.

Bu yaklaşımın avantajı, buluşun sanayide uygulanabilirliğini değerlendirmede daha kolay ve hızlı bir yaklaşım sunmasıdır. Dezavantajı ise, bu yaklaşımın daha dar bir kapsama sahip olmasıdır.

Kapalı formülasyon yaklaşımı, dünyanın bazı ülkelerinde benimsenen bir yaklaşımdır. Bu ülkeler arasında, Almanya, Fransa ve İsviçre bulunmaktadır.

Karşılaştırmalı Bir İnceleme

Açık formülasyon yaklaşımı ve kapalı formülasyon yaklaşımı arasında, aşağıdaki temel farklılıklar bulunmaktadır:

Özellik Açık formülasyon yaklaşımı Kapalı formülasyon yaklaşımı
Yaklaşım  Buluşun ayrıntılı bir şekilde açıklanmasına ve karşılaştırma  grubu oluşturulmasına bakılır. Buluşun belirli teknik özelliklere sahip olup olmadığına bakılır.
Avantajlar  Daha esnek bir yaklaşım sunar. Daha kolay ve hızlı bir yaklaşım sunar.
Dezavantajlar  Daha karmaşık ve zaman alıcıdır. Daha dar bir kapsama sahiptir.

Avrupa Birliği’ndeki Uygulama

Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC), Avrupa Birliği’ndeki patent başvurularının değerlendirilmesinde temel teşkil eden hükümdür. EPC’nin 52. maddesi, patentlenebilirlik şartlarını düzenlemektedir.

EPC’ye göre, buluş, aşağıdaki şartları taşırsa patentlenebilir:

Yenilik: Buluş, başvuru tarihinde Avrupa veya yabancı bir ülkede kamuya açık değilse yeni sayılır.
Teknik nitelik: Buluş, tekniğin bilinen ilkelerine dayanan bir buluştur.
Uygulanabilirlik: Buluş, sanayide uygulanabilir niteliktedir.

EPC’de yer alan patentlenebilirlik şartları, SMK’nın 82. maddesinde yer alan şartlara büyük ölçüde benzemektedir. Ancak, EPC’de, buluşun “teknik nitelik” taşıması şartı yer almaktadır. Bu şart, SMK’da yer almamaktadır.

Türkiye’deki Uygulama

Türkiye’de, patentin sanayide uygulanabilirliği konusunda açık formülasyon yaklaşımı benimsenmektedir. Bu yaklaşıma göre, buluşun sanayide uygulanabilir olup olmadığı, buluşun ayrıntılı bir şekilde açıklanmasına ve karşılaştırma grubu oluşturulmasına bakılarak değerlendirilir.

SONUÇ

patentin tescil edilebilirliği, bir buluşun sahibine haklarını koruma ve değerlendirme imkanı sağlar. Ancak, başvuru sürecinde dikkat edilmesi gereken birçok detay bulunmaktadır. Bu detaylar üzerinde titizlikle durarak, yenilikçi çözümleri ve tasarımları korumak, inovasyonun sürdürülebilirliğini sağlamak adına kritik bir adımdır.


Patent Başvuru Dilekçesi Örneği

Patent başvurusu, TÜRKPATENT’e yazılı olarak yapılır. Başvuru dilekçesi, aşağıdaki bilgileri içermelidir:

Başvuru sahibinin adı, soyadı, adresi ve iletişim bilgileri
Buluşun adı
Buluşun kısa bir özeti
Buluşun ayrıntılı açıklaması
Buluşun karşılaştırma grubu

Aşağıda, örnek bir patent başvuru dilekçesi yer almaktadır:

Başvuru Sahibi:
[Başvuru sahibinin adı, soyadı, adresi ve iletişim bilgileri]

Başvuru Numarası:
[Başvuru numarası]

Başvuru Tarihi:
[Başvuru tarihi]

Buluş Adı:
[Buluş adı]

Buluş Özeti:
[Buluşun kısa bir özeti]

Buluş Açıklaması:
[Buluşun ayrıntılı açıklaması]

Karşılaştırma Grubu:
[Buluşun karşılaştırma grubu]


Patent ve Faydalı Model Korumasının Kapsamı 1255

https://webim.turkpatent.gov.tr/file/c97c36d3-c24c-442f-859e-ae98e8fe9685


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Comments to Sınai Mülkiyet Kanununun 82. Maddesi SMK m. 82 Patent Tescilinin Şartları