YARGITAY 11. HUKUK DAÄ°RESÄ° E. 2003/8321 K. 2004/3406 T. 1.4.2004
Marka sahibinin izni olmadan markayı taşıyan taklit malların transit geçiÅŸinin markaya tecavüz oluÅŸturacağının öğretide kabul edilmesine; markayı veya ayırt edilemeyecek benzerini kullanarak markanın taklit edildiÄŸini bilen veya bilmesi gerekenlerin bu ürünleri ticari amaçla elinde bulundurmasının da marka hakkına tecavüz oluÅŸturduÄŸuna; marka taklit edilerek üretilen ürünü ticari amaçla bulunduran kiÅŸi ayrıca tazminat ödemekle yükümlü bulunmasına; Türkiye’nin de taraf olduÄŸu TRÄ°PS anlaÅŸmasının taraf ülkelere, marka hakkı ihlallerine neden olan malların hak sahiplerinin zarar görmesini engelleyecek biçimde ticaret kanalları dışına çıkarılması yükümlülüğünü öngörmesine göre, marka sahibinin izni olmaksızın marka taklit edilerek üretilen sahte ürünleri bulundurmanın ve yurtdışı etme faaliyetlerinin suç ve marka hakkına tecavüz olduÄŸu deÄŸerlendirilmelidir.
Uyuşmazlık, yurt içi piyasaya sunulma amaç güdülmeksizin transit olarak yurt dışına gönderilmek üzere gümrük işlemi yapılan taklit markalı ürünlerin markaya tecavüz oluşturup oluşturmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davalı tarafça, emsal olduğundan bahisle dosyaya ibraz edilen Dairemiz kararları, iki orijinal ürünle ilgili olup, malın transit olarak gönderileceği belirtilen ülkede tescilli marka sahibi firmaca serbest bölgeye getirtilmiş olması nedeniyle sahtecilik ve taklit ürünle ilgili işbu davaya emsal oluşturmaz.
Ãœlkesellik ilkesi bakımından ilgili yasada marka hakkının kullanılması ve korunması bakımından bir muafiyet tanınmadığı açıktır. Yine 556 sayılı KHK’nın 9/ll-c maddesinde(SMK m. 7/3-c) marka hakkından doÄŸan hakların kapsamı sayılırken tescilli marka ile ilgili iÅŸareti taşıyan malın ithal ve ihracının yasaklanabileceÄŸi öngörüldüğü gibi, bu madde de sayılan tecavüz hallerinin sınırlanmadığı, marka sahibinin izni olmadan bu markayı taşıyan taklit malların transit geçiÅŸinin markaya, tecavüz oluÅŸturacağı öğretide de kabul edilmektedir.
Anılan KHK’nın 61/c maddesinde(SMK m. 29/1-c) markayı veya ayırt edilmeyecek benzerini kullanarak markanın taklit edildiÄŸini bilen veya bilmesi gerekenlerin bu ürünleri ticari amaçla elinde bulundurmanın da marka hakkına tecavüz oluÅŸturduÄŸunu öngörmektedir,
Marka taklit edilerek üretilen ürünü ticari amaçla bulunduran kiÅŸi ayrıca tazminat ödemekle yükümlüdür. Türkiye’nin taraf olduÄŸu TRÄ°PS AnlaÅŸması’nın 41, 46 ve 50. maddeleri de taraf ülkelere marka hakkı ihlallerine neden olan malların hak sahiplerinin zarar görmesini engelleyecek biçimde ticaret kanalları dışına çıkarılması yükümlülüğü getirmektedir.
Nitekim, dava ikamesinden sonra 31.5.2002 tarihli RG’de yayımlanan Gümrük YönetmeliÄŸi’nin 15 /Son ve 109. maddeleriyle de bu tür eÅŸyalara ait iÅŸlemlerin durdurulacağı öngörülmekle sözü edilen yukarıdaki deÄŸerlendirmelerin aynı amaca yönelik olduÄŸunun benimsendiÄŸini göstermiÅŸtir.
Bütün bu açıklamalar ışığında, marka sahibinin izni olunmaksızın marka taklit edilerek üretilen sahte ürünleri bulundurmanın ve yurt dışı etme faaliyetlerinin suç ve marka hakkına tecavüz oluÅŸturduÄŸunun deÄŸerlendirilerek, davalının hukuki durumunun da 556 sayılı KHK’nın 61/c maddesi çerçevesinde düşünülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddi doÄŸru görülmemiÅŸ, kararın davacı yararına bozulması gerekmiÅŸtir.
Marka, Patent, Tasarım ile Alakalı İhtiyati Tedbirler ve Gümrük Uygulamaları
Taklit Ürünlere Gümrükte El Koyma
Markayı Mal ve Hizmet Üzerine Koyarak İhlal Yaratma
https://uygulama.gtb.gov.tr/FSMH/Klavuz/fsmhebasvururehberi.pdf