BuluÅŸ üzerinde, mucit veya halefinin hak sahibi olduÄŸu SMK109/4’de ifadesini bulmuÅŸtur. Anılan hükme göre, “Patent almak için ilk baÅŸvuran kiÅŸi, aksi sabit oluncaya kadar patent isteme hakkının sahibidir”. Görüldüğü üzere SMK bir taraftan patent almak için baÅŸvuruda bulunan kiÅŸinin, buluÅŸ sahibi veya onun halefi olduÄŸu, bu sebeple patent almaya hakkı bulunduÄŸu, baÅŸka bir deyiÅŸle, baÅŸvuranın kendisine patent verilecek kiÅŸi olduÄŸu karinesine yer vermekte, diÄŸer taraftan da gerçek buluÅŸ sahibinin veya onun halefinin bu karineyi çürütebilmesine imkan tanımaktadır.
İzmir 1. Fikrî Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi E. 2018/262 K. 2021/84 T. 09.06.2021
Patent dünya çapında yeni olan, buluş basamağı ve sanayiye uygulanabilen buluşların sahiplerine koruma sağlayan bir sınai mülkiye hakkıdır.
Teknoloji alanında belirli bir sorunun çözümüne ilişkin teknik özelliği olan fikir ürününe buluş denir.
Bir buluşun patentlenebilmesi için 3 şart bulunmaktadır.
- Bunlardan ilki yenilik unusurudur. Yenilik: Buluşun dünya çapında daha önce var olmaması yani tekniğin bilinen durumuna dahil olmaması anlamına gelir. Tekniğin bilinen durumu ise patent başvurusunun yapıldığı tarihten önce buluş konusunda dünyanın herhangi bir yerinde erişilebilir (yazılı veya sözlü tanıtım, kullanım vb. yolla açıklanan) her türlü bilgi anlamına gelmektedir.
- İkinci unsur buluş basamağıdır. Buluş Basamağı: Buluşun, ilgili olduğu teknik alanda uzman bir kişi tarafından tekniğin bilinen durumundan aşikâr bir şekilde çıkarılamayacak nitelikte olması anlamına gelmektedir.
- Son unsur ise sanayiye uygulanabilirliktir. Sanayiye Uygulanabilirlik: Buluşun tarım dahil sanayinin herhangi bir dalında üretilebilir, uygulanabilir veya kullanılabilir nitelikte olması anlamına gelir.
Buluş sahibi ilkesi, buluş ve dolayısıyla patent üzerinde hak sahipliğini ilk ve gerçek buluş sahibine veya onun halefine tanır. İlke, patent üzerindeki hakkın, buluşun yapılmasıyla, hatta buluş fikrinin (düşüncesinin) kamuya sunulmasıyla, buluş sahibi lehine doğduğunu ve herhangi bir işleme gerek olmaksızın buluş sahibi tarafından iktisap edildiğini kabul etmektedir.
Bu hukuki olgu dolayısıyla SMK buluş sahibini ve haleflerini, buluş sahibi olmadığı halde, patent almak için başvuran kişiye yani bir anlamda buluşu gasp edene ve onun halefleri ile patenti haksız olarak alanlara yani patenti gasp edenlere ve onun haleflerine karşı, hatta bu kişiler iyi niyetli bile olsalar-, gasp davaları diye adlandırılan özel davalarla korumaktadır.
BuluÅŸ üzerindeki gerçek hakkın buluÅŸ sahibine ait bulunduÄŸu SMK’nın 109/1,2,4 maddeleri hükümlerinden anlaşılmaktadır. Gerçekten SMK 109/1,2 maddeleri uyarınca, “patent isteme hakkı, buluÅŸu yapana veya onun haleflerine ait olup bu hakkın baÅŸkalarına devri mümkündür. (2) BuluÅŸ birden çok kiÅŸi tarafından birlikte gerçekleÅŸtirilmiÅŸse patent isteme hakkı, taraflar baÅŸka türlü kararlaÅŸtırmamışsa bunların tamamına aittir”.
BuluÅŸ üzerinde, mucit veya halefinin hak sahibi olduÄŸu SMK109/4’de ifadesini bulmuÅŸtur. Anılan hükme göre, “Patent almak için ilk baÅŸvuran kiÅŸi, aksi sabit oluncaya kadar patent isteme hakkının sahibidir”.
Görüldüğü üzere SMK bir taraftan patent almak için başvuruda bulunan kişinin, buluş sahibi veya onun halefi olduğu, bu sebeple patent almaya hakkı bulunduğu, başka bir deyişle, başvuranın kendisine patent verilecek kişi olduğu karinesine yer vermekte, diğer taraftan da gerçek buluş sahibinin veya onun halefinin bu karineyi çürütebilmesine imkan tanımaktadır.
Karinenin aksi. mahkemede ispat karinesine yer vermekte, diÄŸer taraftan da gerçek buluÅŸ sahibinin veya onun halefinin bu karineyi çürütebilmesine imkan tanımaktadır.(Yeni Patent Hukukunda “BuluÅŸ Sahibi Ä°lkesi” ve Gasp Davalarına Ä°liÅŸkin Bazi Sorunlar, Ãœnal TEKÄ°NALP, IHFMC: LV-S 4(1997),s.131), buluÅŸ üzerinde gerçek hak sahibi olduÄŸunu ileri süren taraf HMK kapsamında somut deliller ile ispatlamalıdır.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkiÅŸi raporu dikkate alındığında davacının 01/07/2016 tarihinde Çalışkan Makina Kalıp ve Plastik isimli firma sahibi Sefer’den dava konusu ürün ile ilgili teklif istediÄŸi, Sefer’in de 14/07/2016 buna 18,500 TL bedel karşılığı kalıbı yapılacağı ÅŸeklinde cevap verdiÄŸi, çizimlerin ve ürün görsellerin yer aldığı, yine ürüne iliÅŸkin 17/03/2018 tarihli videoyu dosyaya sunduÄŸu, Sefer’in beyanları ile bu çizimleri doÄŸruladığı görülmüş ise de davacının bu delillerini somut olmadığı, resmi onaylı olmadığı, videonun tarihinin deÄŸiÅŸtirilebilir olduÄŸu, her ne kadar 29/03/2021 tarihli raporda bahsi geçen Gmaildeki çizimler dava konusu ürün ile uyumlu ve tarihinin doÄŸru olduÄŸu deÄŸiÅŸtirme ihtimalinin olmadığı, anlaşılmış ise de mahkememiz yargılamasında delillerin taraflarca getirilme ilkesinin asıl olduÄŸu, davacının delil listesinde bu delile dayanmadığından itibar edilmemiÅŸtir. Mevcut delil durumuna göre davacının davasını ispatlamaya yeterli somut delil bulunmadığından davasının reddine karar verilerek aÅŸağıdaki ÅŸekilde hüküm kurulmuÅŸtur.
Tasarım ve Patent Üzerinde Müşterek Mülkiyet
Patent İhlalinde Eşdeğer Kavramı
http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/46117.pdf
Pingback: Sınai Mülkiyet Kanununun(SMK) 111. Maddesi Patentin Gaspı - Emre Kurt Blog
Pingback: Ortak Buluş ve Ortak Patent Sözleşmesi - Emre Kurt Blog