May 13, 2019
4756 Görüntüleme

YİDK Kararı İptali Davalarında Taraflar

Yazan
banner

SMK m. 20’ye göre; kurum tarafından alınan kararlardan zarar gören taraflar, kararlara karşı Kurum nezdinde itiraz edebilir. İtiraz, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde yazılı ve gerekçeli olarak Kuruma yapılır. İtiraz gerekçelerinin bu süre içinde sunulmaması hâlinde itiraz yapılmamış sayılır. İtirazın incelenmesi için itiraz süresi içinde ücretin ödenmesi ve aynı süre içinde ücretin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması zorunludur. İtiraz süresinden sonra itiraz gerekçeleri değiştirilemez ve yeni gerekçeler eklenemez.

Türk Patent ve Marka Kurumu’nun son karar organı olan Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun(YİDK) her türlü kararına karşı kararın tebliğinden itibaren iki ay içinde dava açılabilir.

Bu davalarda yetkili ve görevli mahkeme Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’dir. Bunun yanında aşağıdaki içtihattan da anlaşılacağı üzere marka/patent/tasarım avukatlarının TPMK’ya karşı açılacak YİDK kararının iptali davasının taraflarını iyi tespit etmesi gerekmektedir.

Marka başvurusu diğer markayla aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunup herhangi bir itiraz olmadan Türk Patent’in kendi incelemesinde reddedilmişse bu durumda davalı sadece Türk Patent olacaktır, YİDK kararına temel markanın sahibi bu davada taraf değildir. Diğer bir değişle Sınai Mülkiyet Kanunu m. 5’teki “mutlak tescil engelleri”ne dayanarak verilen kararlara karşı yapılan itirazın Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nda reddine ilişkin kararlara karşı Türk Patent’e husumet yöneltilerek kararın tebliğinden itibaren iki ay içinde dava açılabilir.

Ancak Sınai Mülkiyet Kanunu(SMK) m. 6 kapsamında nisbi tescil engellerine dayanarak yapılan itirazın reddi veya kabulü kararlarına karşı açılacak davalarda taraf sayısı üç olacak önceki marka sahibi veya marka başvurusu sahibi de davada taraf olarak yer alacaktır.

Aynı şekilde tasarımlar konusunda da itiraz üzerine tasarım reddedilmişse başvuru sahibinin açacağı davada itiraz sahibi ile Türkpatent, tasarıma itiraz reddedilmişse itiraz edenin davacı olarak yer aldığı davada başvuru sahibi ile Türk Patent davalı olarak yer alacaktır.

Bu konuda  yapılan en yaygın hata Türk Patent’in tescil kararı verdiği yani itirazları reddettiği durumlarda tescil devam edip tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret veya marka tescile bağlanacağından yidk kararının iptalinin yanında hükümsüzlük istenmemesidir. Bu durumda ya ıslah yapılmakta ya da ayrı dava açılmak zorunda kalınmaktadır ki bu prosedürün uzamasına neden olmaktadır.

Birçok durumda da sadece marka başvurusu sahibi ile itiraz eden markaların sahibinin de davaya dahil edilmesi gerekirken sadece Türk Patent’e husumet yönlendirilmekte böyle bir durumda da mahkeme marka sahibi ile marka başvurusu sahibine ayrı bir dava açılması için süre vermekte sonrasında da açılan Türk Patent’e açılan dava ile sonradan itiraz eden marka sahibi veya marka başvurusu sahibine açılan dava ile Türk Patent’e açılan ilk davanın birleştirilmesi kararı vermektedir. Bu durum da hem proserüdün uzamasına hem de karışıklığa yol açarak davanın işleyişini olumsuz etkilemektedir.


YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2017/3635

Karar Numarası: 2019/742

Karar Tarihi: 04.02.2019

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen  2015/143 E.- 2016/348 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 09/06/2017 tarih ve 2017/599-2017/586 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davacı tarafından yapılan 2014/00933  sayılı tasarım başvurusuna, davalı şirketçe 92901 sayılı markalarına dayanılarak yapılan itirazın, nihai olarak TPMK  YİDK tarafından kabul edilerek başvuru konusu tasarımın yenilik vasfının bulunmadığından bahisle başvurunun iptaline karar verildiğini, kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK’nın 2015-T-72 sayılı kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı TPMK vekili,  kararın usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı vekili husumet ehliyetlerinin olmadığını TPMK YİDK kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince, TPMK YİDK kararına dayanak olan 92901 kod numaralı markanın, 22/05/2015 tarihinde dava dışı şirkete devredildiği, dayanak markayı devir alan şirkete davanın yöneltilmesinin gerektiği, bu konuda davacı vekiline kesin süre verildiği, kesin sürede taraf teşkilinin sağlanmadığı, HMK’nın 114 ve 115. maddelerine göre dava şartı noksanlığının verilen kesin sürede giderilmediği gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi’nce, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi hükmüne göre, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartı olduğu, HMK’nın 115/1.maddesi uyarınca mahkemece davanın her aşamasında dava şartlarının re’sen gözetilmesinin gerektiği, TPMK YİDK kararının iptali davalarında, YİDK kararına konu olan mesnet marka sahibinin zorunlu hasım olarak gösterilmesi gerektiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08/02/2017 gün ve 2015/12516 E. 2017/661 K. Sayılı kararında da aynı görüşün benimsendiği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacının başvuru konusu tasarımının tescili için yenilik ve ayırt edicilik vasfına sahip olması zorunludur. Tasarım başvurusunun bültende itirazı üzerine ilgili kişiler kendi fikri ve sınâi haklarına dayalı olarak tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfı olmadığı gerekçesiyle itiraz edebilecekleri gibi, yenilik unsuru bakımında mutlak yenilik koşulu bulunduğundan tüm dünyadaki aleniyet kazanmış önceki tarihli ve başkalarına ait olan fikri ve sınâi haklara konu şekillere dayalı olarak da tasarım başvurusuna itiraz edebilirler. İtirazın TPMK YİDK tarafından kabulü halinde TPMK YİDK kararının iptali için açılan davada Türk Patent ve Marka Kurumu yanında muterizin de davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. İtiraza dayanak markanın sicilde bir başkası adına tescilli olması dahi mahkemece dava konusu başvurunun içerdiği şekil bakımından yenilik unsuru açısından yapılacak incelemeye etkili olmadığından, markanın yeni malikinin davada davalı olarak taraf gösterilme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemece işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu husus bozmayı gerektirmiştir.


Marka YİDK Kararı İptali Davalarında Hükümsüzlük Talebi

Başvuru Aşamasındaki Marka için Hükümsüzlük Davası

Marka Tescilinde Mutlak ve Nisbi Ret Değerlendirmesi

Marka Karıştırılma İhtimali Değerlendirmesi 64

Marka Hükümsüzlük, İptal, Tecavüz Davalarında Yetki

Mutlak Tescil Engelleri Kapsamında Hükümsüzlükte 5 Yıllık Süre 11284

Benzer Marka Tescili Nedeniyle Hükümsüzlük Davaları

Markanın Hükümsüzlüğü ve Markanın İptali Kavramları


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz