Davacının hükümsüzlüğünü talep ettiÄŸi markanın 22.11.1996 tarihinde tescil edildiÄŸi, 5 yıl geçtikten sonra davanın 03.11.2003 tarihinde açıldığı sabit olup, davalı vekilinin zamanaşımı def’inin 556 s. KHK.nin 42. maddesi çerçevesinde deÄŸerlendirilmesi gerekirken, mahkemece mutlak ret nedenlerine dayalı tescil engellerinin kamu düzeniyle doÄŸruda ilgisi nedeniyle hükümsüzlük davalarının her zamana açılabileceÄŸine yönelik gerekçesi doÄŸru görülmemiÅŸ kararın bu nedenle bozulması gerekmiÅŸtir.
YARGITAY 11. HUKUK DAÄ°RESÄ° E. 2005/11284 K. 2006/11888 T. 20.11.2006
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, uzunca süre Tekel tarafından üretilen anasonlu içki vasfındaki rakının Türk toplumunda bilinen mecazi anlamlarından birinin de Aslan sütü olduÄŸu, aslan sütü ibaresinin rakı ile özdeÅŸleÅŸmiÅŸ ve eÅŸ anlamlı olarak yaygın ÅŸekilde kullanılmakta olması nedeniyle rakı dışında bir alkollü içkinin aslan sütü markası ile satılması halinde tüketici tarafından ürünün bir rakı içkisi olduÄŸu düşüncesiyle satın alınma tehlikesi bulunduÄŸundan davalı markasındaki içkiler emtiası yönünden 7/1-f maddesi anlamında yanıltıcı olacağı, ancak ÅŸarap ve likörler için yanıltıcı olmayacağı gibi 7/1-c anlamında da aslan sütü ibaresinin ÅŸarap ve likörler için cins, çeÅŸit, vasıf gibi karakteristik özellikler belirten ibarelerden olmadığı, 42/2 maddesine göre hükümsüzlük hallerinin markanın tescil edildiÄŸi bir kısım mal veya hizmete iliÅŸkin bulunması halinde yalnız o mal veya hizmetle ilgili olarak kısmi hükümsüzlük verilebileceÄŸi, ayrıca usulüne uygun olarak tescil edilen bir markanın Markalar Hukukuna aykırı olmamak kaydıyla kullanımının da haksız rekabet oluÅŸturmayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli “ASLAN SÃœTÃœ” ibareli markanın 33.sınıf içkiler emtiası yönünden Hükümsüzlüğüne, ÅŸaraplar ve likörler emtiası ile sair istemlerin reddine karar verilmiÅŸtir.
Davacı vekili, davalı adına 22.11.1996 tarihinde tescil edilen ‘ASLAN SÃœTÃœ’ ibareli markanın 556 sayılı KHK.’nin 7/1 maddesinin c ve f bentlerine aykırı bulunduÄŸunu ileri sürerek hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiÅŸtir.
Anılan KHK, marka tescil baÅŸvuruları deÄŸerlendirilirken ilgililere itiraz hakkı yanında sonradan tescil edilen markanın hükümsüz sayılabilmesi için dava açma olanağı da tanımıştır. Ancak, KHK.’nin 42. maddesinde Paris Konvansiyonuna göre tanınmış sayılan marka sahiplerinin hükümsüzlük davasını tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde açması gerektiÄŸi hükme baÄŸlanmışken diÄŸer markalar için bir düzenleme yapılmamıştır.
Bahse konu düzenleme ve dava açma hakkının sınırsız sürede kullanılmasının yasanın ruhu ve hukuk mantığı ile baÄŸdaÅŸmayacağı gerçeÄŸi dikkate alınarak, bu husustaki yasal boÅŸluÄŸun, tanınmış sayılan markalar için öngörülen 5 yıllık sürenin, en azından diÄŸer markalar yönünden de açılacak davalar için de uygulanarak doldurulması Dairemiz’ce uygun görülmüştür. Nitekim, Avrupa TopluluÄŸu AnlaÅŸmasının 189 uncu maddesi uyarınca kabul edilen 89/104 sayılı Yönergede tanınmamış markalar için de 5 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür.
Somut olayda davacının hükümsüzlüğünü talep ettiÄŸi markanın 22.11.1996 tarihinde tescil edildiÄŸi, 5 yıl geçtikten sonra davanın 03.11.2003 tarihinde açıldığı sabit olup, davalı vekilinin zamanaşımı def’inin 556 s. KHK’nin 42. maddesi çerçevesinde deÄŸerlendirilmesi gerekirken, mahkemece mutlak ret nedenlerine dayalı tescil engellerinin kamu düzeniyle doÄŸruda ilgisi nedeniyle hükümsüzlük davalarının her zamana açılabileceÄŸine yönelik gerekçesi doÄŸru görülmemiÅŸ kararın bu nedenle bozulması gerekmiÅŸtir.
Tasarıma, Markaya, Patente Dayanan Taleplerde Zamanaşımı
Marka Tecavüzü Zamanaşımı
