May 27, 2016
1461 Görüntüleme

Kötü Niyetle Başvurulan Markanın Tamamen Hükümsüzlüğü

Yazan
banner

Yargıtay  MOSPLUS[1], PARADOX[2] ve LUCIANI PADOVAN[3] kararlarında başvurunun kötüniyetli olduğunun kabulü halinde markanın kül halinde hükümsüzlüğünün gerektiğini belirtmiştir;

davalının dava önce davacı şirkette çalıştığı, davacı şirket ile davacı markasının daha önceki sahipleri arasında yapılan franchise sözleşmeleri nedeniyle davalının, davacı markasından haberdar olduğu, aynı sektörde çaılşan davalının davacı markasından haberdar olmamasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalının basiretli bir tacir gibi davranmayıp kötüniyetle dava konusu markayı kendi adına tescil ettirdiği, kötüniyetli tescil nedeniyle davalı markasının tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini”(YARGITAY 11 HD. 2015/4426E, 2015/11337K 02.11.2015 tarihli kararı).

Lakin hukukumuzda MK m. 2’de ifadesini bulan üst kurala göre, hukuk kötü niyeti hiçbir şekilde korumaz. Marka tescil başvurusu yapıldığı anda kötü niyetle hareket edildiği yönünde kanaat oluşmuşsa bu durumda tescil iradesinin sakat olduğu kabul edileceğinden markanın bütünüyle hükümsüz kılınması gerekecektir.


[1] YARGITAY 11 HD. 02.11.2015T, 2015/4426E ve 2015/11337K sayılı içtihadı

[2] YARGITAY 11 HD 26.11.2012, 2012/12763E, 2012/19119K sayılı içtihadı

[3] YARGITAY 11 HD. 17.10.2011, 2010/2319E, 2011/14059K


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz