May 25, 2021
426 Görüntüleme

Kira Alacağından Zorunlu Masrafların Düşülmesi, Tahliye 651

Yazan
banner

Davalı borçlu, alacaklı tarafın ödenen kira bedellerini ikinci kez tahsil etmeye çalıştığını, dükkanın su aldığını, bir çok elektronik eşyasının bu yüzden zarar gördüğünü, işyeri içinde ve dışında kalıcı masraflar yaptıklarını, bunların çoğunun mal sahibi ile konuşulup yapıldığını, yapılan masrafların kira bedelinden mahsubu gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafça kira akdindeki imza kabul edilerek kira borcuna sair sebeplerle itiraz edildiği, ancak davalı tarafça 2004 Sayılı İİK 269/c, I maddesinde belirtilen belgelerden birinin sunulamadığı gerekçesiyle davalı tarafın itirazının kaldırılarak takibin devamına ve davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.


Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/651 E. , 2017/3932 K.

Mahkemece 10.12.2015 tarihli ek karar ile, anılan kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi üzerine davalı tarafından temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davalının temyiz istemi, mahkemece kararın kesin olarak verildiğinden bahisle reddedilmiş ise de, iş bu dava ile kiralananın tahliyesi ve 3.711,63 TL yönünden itirazın kaldırılması istenilmiş olup, davanın değeri itibariyle temyizi kabil olmakla temyiz isteminin reddine ilişkin 10.12.2015 tarih ve 2015/33 Esas 2015/54 Karar sayılı ek kararın kaldırılmasına karar verildi.
İşin esasının incelenmesine geçildi;
Davacı alacaklı, 01.03.2013 tarihli yazılı kira akdine dayanarak 21.04.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli başlattığı icra takibi ile aylık 450,00 TL’den 2014 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları kira bedeli 3.600,00 TL kira alacağının işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 24.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu itiraz dilekçesinde, kira sözleşmesinde kira bedelinin 400,00 TL olduğunu, bu nedenle takip ile 450,00 TL olarak istenen kira bedeline itiraz ettiğini, dava konusu dükkana masraf yaptığını, sabit kalıcı yapılan masraflar ile ödemiş olduğu sigorta bedelinin kira bedelinden mahsubu gerektiğini, kira sözleşmesi ile brüt 400,00 TL üzerinden anlaştıklarını, bu nedenle stopaj bedeli olan %20 ödemenin mahsup edilmesi gerektiğini, ödeme emrinde faiz hesaplamasının yasalarda öngörüldüğü şekilde yapılmadığını ileri sürerek itiraz etmiştir.
Davacı alacaklı İcra Mahkemesi’ne başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.

Davalı borçlu, alacaklı tarafın ödenen kira bedellerini ikinci kez tahsil etmeye çalıştığını, dükkanın su aldığını, bir çok elektronik eşyasının bu yüzden zarar gördüğünü, işyeri içinde ve dışında kalıcı masraflar yaptıklarını, bunların çoğunun mal sahibi ile konuşulup yapıldığını, yapılan masrafların kira bedelinden mahsubu gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalı tarafça kira akdindeki imza kabul edilerek kira borcuna sair sebeplerle itiraz edildiği, ancak davalı tarafça 2004 Sayılı İİK 269/c, I maddesinde belirtilen belgelerden birinin sunulamadığı gerekçesiyle davalı tarafın itirazının kaldırılarak takibin devamına ve davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.

Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.

1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın tahliyeye yönelik temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalının alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasında 01.03.2013 başlangıç tarihli, 3 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira bedelinin 400,00 TL olduğu ve yıllık kira artışının TEFE-TÜFE ortalaması oranında yapılacağı kararlaştırılmıştır. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Bu durumda mahkemece 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK.nun 344. maddesi hükmü de gözetilerek ÜFE artış oranını geçmemek üzere sözleşme hükmü doğrultusunda aylık kira bedelinin ve kira artış farkının belirlenerek, bu miktar üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, kira bedeline itiraz nazara alınmaksızın takipte belirtilen miktarın tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.


kira tahliye kira tahliye kira tahliye davası kira tahliye davası kira tahliye davası avukat kira tahliye davası avukat tahliye davası avukat tahliye davası avukat avukat tahliye dava avukat tahliye dava  ankara avukat tahliye ankara avukat tahliye ankara tahliye avukat ankara tahliye avukat  ankara kiracı dava ankara kiracı dava gayrimenkul ankara avukat gayrimenkul ankara avukat


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz