Eyl 15, 2023
81 Görüntüleme

Dirk Bikkembergs Türk Patent’in Hükümsüzlük Kararları Değerlendirmesi

Yazan
banner

Yargıtay, 2008/11103 E. ve 2010/1973 K. sayılı (dirk bikkembergs) ilamında, itirazın incelendiği tarih itibarıyla hakkında kesinleşmiş hükümsüzlük kararı bulunmayan markalara ilişkin olarak, Kurumun neticesi belirsiz olan hükümsüzlük davasının sonucunu beklemek gibi bir zorunluluğu bulunmadığını belirtmiştir.


Davacı vekili, müvekkili şirketin WIPO aracılığıyla 06.01.2006 tarihinde gerçekleştirdiği “DIRK BIKKEMBERGS” ibareli marka tescil başvurusunun, davalı TPE’nce 10.01.1997 tarih ve (181144) no’lu marka gerekçe gösterilerek 25. sınıfta yer alan emtealar yönünden kısmen reddedildiğini, oysa müvekkilinin anılan markanın gerçek hak sahibi olduğunu, markanın tanınmış marka olup redde dayanak yapılan tescil sahibinin kötü niyetle hareket ettiğini, ayrıca anılan tescil sahibi hakkında açtıkları hükümsüzlük davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürerek, davalı TPE YİDK’nun 31.02.2008 tarih ve M-7279 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacı başvurusu ile redde mesnet markanın aynı ibareden oluştuğu ve aynı emtea sınıfını kapsadığı, davalı TPE’nin marka başvurusunun yapıldığı tarihteki durumu gözetmek zorunda olduğu, 556 Sayılı KHK’nin 7/2-son maddesini değiştiren 5194 Sayılı Kanunu’nda tescilli bir marka varken aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer bir markanın kullanımla ayırt edici nitelik kazandığı iddiasına dayanılarak tescil yapılamayacağı hükmünün öngörüldüğü, bu hükmün yorumundan tanınmış dahi olsa tescilli bir marka varken ikinci bir tescilin yapılamayacağı sonucuna ulaşıldığı, davacının açtığı hükümsüzlük davasının TPE’nce beklenmesi gibi bir zorunluluğun bulunmadığı, davacının gerçek hak sahipliği ve markasının tanınmışlığı yönündeki iddiaların hükümsüzlük davasında tartışılacağından, iş bu davada değerlendirme konusu yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


Türk Patent’in kararlarında marka ile verilen kararın kesinleşmiş olması sanki bir usuli kuralmış gibi uyglanıyor kesinleşmemiş kararları hiçbir şekilde dikkate alınmıyor.

Bu pratiğin sıkıntılı olduğu açık. Lakin Yargıtay kararlarının aksine bile karar verilebilir, önemli olan bir kararın kesinleşmiş olması değil hakkaniyete uygun olmasıdır. Türk Patent kararın gerekçesinde haklı noktalar var mı somut olayda da karardaki tespitler geçerli mi geçersiz mi bunları irdelemek yerine karar kesinleşmişse ve konu aynı veya benzerse kararı aynı veya benzer olayda uyguluyor, karar kesinleşmemişse uygulamıyor.

Bu durum özellikle mükerrer marka başvurularında geçerli oluyor. Örneğin marka hükümsüz kılınmışsa bu durumda yeni yedekleme marka başvurusu yapılıyor. Türk Patent hükümsüzlük kararı kesinleşmediği için önündeki olayda mahkeme kararını dikkate almayabiliyor, yedekleme amacıyla kötü niyetle marka başvurusu yapıldığı iddiası ise zaten çoğu zaman kabul görmüyor. Bu durum da uyuşmazlıklıkların uzamasına neden oluyor.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz