Oca 6, 2023
454 Görüntüleme

FSEK’teki Rayiç Bedel, Farazi Sözleşme, Üç Kat Kavramları

Yazan
banner

Farazî sözleşme ilişkisi kavramı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda(FSEK) açıkça
düzenlenmemiştir. Ancak FSEK m. 68/1, 2, 6’da;  “sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin”, “sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını” ve “tecavüz edene karşı onunla bir sözleşme yapmış olması halinde haiz olabileceği bütün hak ve yetkileri ileri sürebilir” ifadeleri yer almaktadır.

Farazî sözleşme kavramı,  eser sahibinin haklarına tecavüz dolayısıyla meydana gelen maddî zararın tazmin edilmesine ilişkin kanun hükmünü açıklamak için kullanılmıştır. Aslında bu kavram, eser sahibinin haklarına tecavüz edilmesi üzerine maddî tazminat hesaplama yöntemidir.

Ancak hak sahibi açısından farazi sözleşmeye temel olabilecek sözleşme örnekleri elde yoksa, yani hak sahibi daha önce telif hakları ile alakalı hesaplamada dikkate alınabilecek sözleşmeler yapmamışsa rayiç bedel yöntemine gidilecektir.

Farazî sözleşme ilişkisinde veya rayiç bedelin belirlenmesinde amaç, tazminat miktarının hesaplanmasını, davacının seçimine binaen yeknesak yöntemlere bağlayarak kolaylaştırmaktır. Bu kavramların, taraflar arasında, hem de geleceğe inhisar edecek boyutta, fiilen bir sözleşme kurduğunu sanmak, varsayım ile gerçeği karıştırmaktır (Tüzüner, Ö., Farazî Sözleşme İlişkisi Hakkında Bir Yargıtay Kararının Tazminat Hukukunun Esasları Çerçevesinde İncelenmesi. Ankara Barosu Dergisi. 2012/2. s:88 )

Taraflar arasında bir sözleşme kurulmadığı açıktır; ancak kanun koyucu, böyle bir sözleşme olsaydı yürürlükte olacak hukukî sonuçları, fikri hak ihlali sonrasında üç kata kadar bedel ödenmesi hâlinde de geçerli kılmak gereksinimi duymuştur. Elbette bu sonuçların faraziyeye başvurulmadan düzenlenmesi de mümkünse de faraziyeye başvurulması kanun koyucuya kolaylık sağlamaktadır (Sarıkaya, …e. s: 72., adı geçen eserden Andreas Von Tuhr /Hans Peter, Allgemeiner Teildes Schweizerischen Obligationenrechts, C. I (mit Supplement ), 3. Auflage, Schulthess, Zürich, 1984, s. 165, 166; TOPUZ Gökçen, Medeni Usul Hukukunda Karinelerle İspat, Yetkin Yayınları, Ankara, 2012, s. 63, 64 ).

Uygulamada  genellikle “rayiç bedel”e nazaran “farazi sözleşmeye” dayalı telif bedeli talep edilmektedir. Davalarda telif bedelinin belirlenmesinde hak sahibinin diğer müşteriler ile yapmış olduğu sözleşme örneklerinden ve geçmiş satış faturalarından yararlanıldığı görülmektedir.  Hak sahibinin daha önceden böyle bir satışı ve/veya sözleşmesi söz konusu olmamış ise o alanda rayiç olarak kabul edilebilecek satış bedelleri ve/veya sözleşmeler telif ücreti için esas alınmaktadır.

FSEK m. 68’e göre rayiç bedelin 3 katı mali hak talebinde bulunan hak sahibi çoğaltılmış ya da dağıtılmış olan eserin toplatılması, imha edilmesi gibi diğer ref taleplerini dava tarihine kadar olan süreçte ileri süremeyecektir. Zira m. 68 kapsamında talep edilen mali hakkın teminiyle birlikte dava tarihine kadar gerçekleşen tecavüzün farazi sözleşme ilişkisiyle ortadan kalktığına karar verilmektedir.

Bu doğrultuda; telif hakkı sahibi, dava tarihi öncesine ilişkin tecavüz oluşturan ve dolaşımdaki nüshalarının toplanması veya imhası suretiyle tecavüzün ortadan kaldırılmasını istiyor ise FSEK m. 68/1 maddesi gereğince bedel ödenmesini değil, FSEK m. 70/2 maddesi gereğince tazminat veya 70/3 gereğince mütecavizin elde ettiği kârı talep etmelidir.” (Yargıtay HGK E. 2017/11-71 K. 2020/483 T. 30.6.2020).

FSEK m. 68’de  açıklanan telif tazminatı isteminde bulunabileceği bilirkişinin hesapladığı telif tazminatının 141,00 TL olduğu, temin edilen kâr ile telif tazminatının birlikte istenmesi durumunda ise, bunlardan yalnızca birinin tahsiline karar verilebileceği, temin edilen kâr miktarının ise 185,00 TL olarak belirlendiği, şu hale göre temin edilen kâr miktarı, telif tazminatı miktarından fazla olduğundan, yalnızca temin edilen kârın hüküm altına alınmasının mümkün bulunduğu(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2008/11423 K. 2010/2165 T. 25.2.2010)

Tecavüzün ref’i kapsamında FSEK m. 68 anlamında arada sanki bir sözleşme varmış gibi rayiç bedelin 3 katının talep edildiği durumda FSEK m. 70/2’deki  maddi tazminat talebindeki 2 yıllık haksız fiil zamanaşımı süresinden farklı olarak 10 yıllık zamanaşımı süresi hesaplanacaktır(Yargıtay HGK E. 2017/11-71 K. 2020/483 T. 30.6.2020).

TBK m. 72’ye  göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Mevzuatımızda FSEK’e ilişkin ihlaller kural olarak suç olarak düzenlendiği için  zamanaşımı süresi 2 yıl yerine TCK m. 66 uyarınca 8 yıl olarakuygulanacaktır. Ceza hukukunda zamanaşımı fiil/olay tarihinden itibaren başladığından zamanaşımının başlama zamanı itibariyle fiil/olay tarihi esas alınacak, fiil devam ettiği sürece zamanaşımı da işlemeye başlamayacaktır.

FSEK m. 68/1 uyarınca hükmedilen “medeni ceza” niteliğindeki tazminat hak sahibinin zararının altında kalıyorsa, mütecavizin kusurunun ispat edilmesi şartıyla FSEK m. 70/2 maddesi gereğince maddi tazminat talebinde bulunulmasının önünde engel yoktur(YARGITAY HGK E. 2017/11-71 K. 2020/483 T. 30.6.2020).

Telif hakkı ihlalinde ister rayiç bedel isterse farazi sözleşme unsurları tercih edilmiş olsun FSEK’teki “üç kat fazla” düzenlemesinin nasıl uygulanacağı hususunda farklı görüşler vardır. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun (HGK) verdiği bir kararda belirtildiği üzere telif tazminatı, “farazi sözleşme ilkesi” uyarınca hesaplanan miktarın üç katını geçemez(Yargıtay HGK, 02.04.2003 tarih ve E.2003/4260, K.2003/271).

Yargıtay, FSEK m.68  kapsamında üç kat bedel isteme yetkisini kullanan davacının bu talebiyle ilk derece mahkemesinin bağlı olduğunu belirtmiş ve talep edilen üç kat bedeli iki kata düşüren ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur (Yargıtay 11. HD, 25.01.2010 tarih ve E.2008/8996, K.2010/757).

Yargıtay, rayiç bedelin üç katını isteyen davacının talebini makul görmeyerek  takdir hakkını kullanıp üç kattan düşük artırım yapan yerel mahkeme kararını FSEK m.68’deki düzenlemeye aykırı görmüştür. Yargıtay bu kararında üç kattan daha düşük bir bedele hükmedilmesi konusunda hâkimin takdir yetkisinin bulunmadığını ifade ederken FSEK m.68 hükmünde 1995 yılında yapılan değişikliği gerekçe
göstermiştir(Yargıtay 11. HD, 23.06.2014 tarih ve E.2014/1671, K.2014/11833 sayılı karar).


Telif Hakları İhlali ve Yoksun Kalınan Karın Tazmini 11-71

FSEK m. 68 Telif Hakkı Tazminatı Rayiç Bedelin Üç Katı

https://legal.com.tr/blog/genel/telif-hakki-ihlalinden-dogan-parasal-talepler-yargitay-kararlari-isiginda/

http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/ET000250.pdf

 


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz