Haz 27, 2011
3432 Görüntüleme

Üç Boyutlu Şekillerin Marka Olarak Tescili

Yazan
banner

SMK m. 4’e göre; üç boyutlu şekiller de ayırt edicilikleri olması koşuluyla marka olarak tescil edilebilirler. Ancak eğer üç boyutlu şekil ürünün geleneksel şeklinden ibaret ise marka olarak tescil edilemez. Bu şekilde ayırt edicilikten yoksun olan bir üç boyutlu şekle ayırt ediciliği olan kelimeler, figürler eklenirse ve bu şeklin mal ile hizmetlerin kaynağı olarak kullanılageldiği ispatlanırsa bu durumda marka olarak tescile hak kazanabilir.

Üç boyutlu markalar genelde tasarım olarak da tescillidir ancak tasarım hakkı sahipleri maksimum 25 yıl süren tasarım hakkı ile beraber 10 yıllık sürelerle sonsuza kadar uzayabilen marka hakkını da alarak sahip oldukları tasarım, figür, şekil üzerindeki hak sahipliklerini garanti altına almak isterler.

Bir başkasına ait tasarımı marka olarak tescil ettirmek için ise sahibinden izin almak gereklidir. Aksi halde tasarım sahibi markanın tescilini önleme hakkına sahiptir.

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın konuyla ilgili yerleşik uygulaması üç boyutlu markaların da tıpkı diğer markalar gibi ayırt edicilik ve çizimle görüntülenebilir olma koşuluyla tescil edilebileceği yönündedir.

Ancak teknik bir neticeyi elde etmek için zorunlu olan ya da malların doğasından kaynaklanan şekiller marka olarak tescil edilemez.

Üç boyutlu şekillerin problemli olmasının nedeni üç boyutlu şekillerin potansiyel müşterilerce marka olarak algılanmasının daha güç olduğu düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Ülkemizde de üç boyutlu markaların tescil edilebileceği kabul edilmekle birlikte(Marka Hukuku 556 Sayılı KHK Şerhi Prof. Dr. Hamdi Yasaman Ekim 2004 s.74) konuyla ilgili emsal karar sayısı azdır.

Ülkemiz uygulamasına da ışık tutan Avrupa Uygulaması’na bakmak gerekirse Avrupa Marka Patent Ofisi(OHIM), Ferregamo kararına kadar(R-395/199-3, R-272/199-3) üç boyutlu markaları tıpkı diğer markalar gibi ayırt edicilik ve tanımlayıcılık açısından inceliyordu. Ancak anılan kararla birlikte şeklin malların doğal şekli olup olmadığı, fonksiyonel bir özelliği olup olmadığı ve mallara önemli ölçüde değer katan bir özellikte olup olmadığı açısından da inceleme yapmaya başlamıştır.

İlk Derece Mahkemesi(CFI) bir kararında kenarı deniz kıyısı şeklinde olan bir sabunun tesciline kıyı şeklinin sabun için alışıldık bir şekil olmadığı gerekçesiyle müsaade etmiştir.

ATAD Philips v Remington kararında CFI’nin kıyı şeklinde sabun kararında yaptığı değerlendirmeden farklı bir değerlendirme yapmış ve Philips’in üç başlı elektrikli traş makinesinin marka olarak tescilini(BKZ aşağıda Şekil 2) üç başlı traş makinesi şeklinin teknik bir sonucu elde etmek için zorunlu bir şekil olduğu ve piyasada başka şekillerdeki traş makinalarının varlığının bu hakikati değiştirmediği neticesine vararak reddetmiştir(C-299/99).

Lego parçalarının marka olarak tescili de bu şeklin malın doğasından kaynaklandığı gerekçesiyle CFI tarafından reddedilmiştir(T-122/99).

Lego parçaları fonksiyonellik testini geçemezken bir başka nostaljik oyuncak olan ve ülkemizde zeka küpü olarak bilinen Rubin’s Cube bu şeklin sunumunun oyun olduğu yönünde bir algı yaratmadığı ve endüstrinin alışıldık uygulamalarından oldukça farklı olduğu gerekçesiyle ayırt ediciliğe sahip olduğu gerekçeleriyle marka olarak tescil edilebileceğine karar verilmiştir.

Öte yandan, üç boyutlu kalem şeklindeki bir mikrofon ayırt edici bulunmuştur(CFI T-460/05). Bu karar ile üç boyutlu markalar için şayet tescili talep edilen şekil sektördeki alışıldık şekillerden oldukça farklıysa o zaman ayırt ediciliği vardır, şeklinde bir prensip geliştirilmiştir.

Avrupa Birliği uygulamalarına paralel olarak ülkemizde de ayırt ediciliğe sahip olması ve çizimle görüntülenebilmesi şartıyla malın normal, bilinen şeklinden farklılık arz eden üç boyutlu şekillerin marka olarak tescil edilebileceği kabul edilmektedir.


MARKA ÇEŞİTLERİ

Başkasının Üç Boyutlu Markasını Tasarım Olarak Tescil Ettirmek

https://hukukvebilisim.org/geleneksel-olmayan-marka-turleri-uc-boyutlu-marka/

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1500734


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz