Mar 4, 2024
41 Görüntüleme

Sınai Mülkiyet Kanununun(SMK) 154 Tecavüzün Olmadığının Tespiti Davası

Yazan
banner

Sınai Mülkiyet Kanunu(SMK) 154

Tecavüzün Mevcut Olmadığına ilişkin Dava ve Şartları

MADDE 154

  1. Menfaati olan herkes, Türkiye’de giriştiği veya girişeceği ticari veya sınai faaliyetin ya da bu amaçla yapmış olduğu ciddi ve fiili girişimlerin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edip etmediği hususunda, hak sahibinden görüşlerini bildirmesini talep edebilir. Bu talebin tebliğinden itibaren bir ay içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın
    menfaat sahibi tarafından kabul edilmemesi hâlinde, menfaat sahibi, hak sahibine karşı fiillerinin tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesi talebiyle dava açabilir. Bildirimin yapılmış olması, açılacak davada dava şartı olarak aranmaz. Bu dava, kendisine karşı tecavüz davası açılmış bir kişi tarafından açılamaz.
  2. Birinci fıkra uyarınca açılan dava, sicile kayıtlı tüm hak sahiplerine tebliğ edilir.
  3. Birinci fıkra uyarınca açılan dava, hükümsüzlük davasıyla birlikte de açılabilir.
  4. Mahkeme, 99. maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143. maddenin onuncu veya onikinci fıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, sınai mülkiyet haklarının korunması ve ihlalleriyle ilgili hukuki çerçeveyi belirlemektedir. Bu kapsamda, sınai mülkiyet haklarına yönelik bir tecavüz durumunda, hak sahibine yasal yollarla haklarını koruma imkanı tanınmaktadır. Ancak, bazı durumlarda, hak sahibi tarafından yapılan iddiaların geçersiz olduğunun tespit edilmesi gerekebilir. İşte bu noktada devreye, sınai mülkiyet haklarına tecavüzün olmadığının tespiti davası girer.

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 154. maddesi, tecavüzün olmadığının tespiti davasına ilişkin hükümleri içermektedir. Bu maddeye göre, hak sahibi, başkaları tarafından sınai mülkiyet haklarına tecavüz edildiği iddiasında bulunsa da, bu iddianın geçersiz olduğunun mahkemece tespit edilmesi için dava açabilir.

Tecavüzün olmadığının tespiti davası, hak sahibinin sınai mülkiyet hakkının ihlal edilmediğini kanıtlamak için başvurabileceği bir hukuki süreçtir. Bu dava, hak sahibine haksız iddialarla uğraşma ve itibarının zedelenmesini önleme imkanı tanır. Özellikle rakipler veya diğer üçüncü taraflar tarafından yapılan haksız iddiaların ve itirazların ortadan kaldırılmasında etkilidir.

Tecavüzün olmadığının tespiti davası, mahkemeye sunulan delillerin incelenmesi sonucunda hak sahibinin lehine bir karar alınmasıyla sonuçlanabilir. Bu durumda, hak sahibinin sınai mülkiyet hakkının meşru olduğu ve ihlal edilmediği mahkeme kararıyla tescil edilmiş olur. Bu da, hak sahibinin itibarını korumasına ve haksız iddialara karşı güvence sağlar.

Ancak, bu tür davaların açılması ve sonuçlanması sürecinde dikkatli ve titiz bir çalışma gereklidir. Uygun delillerin toplanması, hukuki argümanların hazırlanması ve mahkeme sürecinin doğru yönetilmesi büyük önem taşır.

Sonuç olarak, sınai mülkiyet haklarına yönelik haksız iddiaların ortadan kaldırılması ve hak sahibinin korunması amacıyla tecavüzün olmadığının tespiti davası önemli bir hukuki araçtır. Bu davalar, hak sahibinin haklarını korumasına ve haksız iddialarla mücadele etmesine yardımcı olur.


Marka İhlali Marka Tecavüzü 220

Marka İhlali Belirsiz Alacak Davası 1153

Marka İhlali Manevi Tazminat, İhtardan Sonra İhlalin Durması

Marka İhlali ve Erişim Engeli

https://hukuk.deu.edu.tr/dosyalar/dergiler/dergimiz11-9-ozel/usul/19%20tuncer.pdf


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yoruma Kapalı