Şub 14, 2023
3528 Görüntüleme

Bilirkişi Raporuna İtiraz Etmek Ya Da Etmemek 4525

Yazan
banner

Bilirkişi raporundaki aleyhe hususlara gerekçeleriyle itiraz edilmemesi karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğmasına neden olur. Hakim itiraz etmeyen aleyhine olan hususlardan farkı düşünse bile yeni rapor aldıramaz.

Bilirkişi Raporundaki Aleyhe Olan Hususların Kabul Edilmediği İfade Edilse Dahi İtiraz Nedenleri Gösterilerek Ek ya da Yeni Rapor Alınmasının Talep Edilmediği ve Rapora Göre Karar Verilmesinin Talep Edildiği Halde de Oluştuğu – Davacı Vekilinin Duruşmada İtiraz Edip Talepleri Doğrultusunda Karar Verilmesini İstediği/Davacı Vekilince Rapora İtiraz Edilmeyip Yeni ya da Ek Rapor İstenmediğinden İlk Raporun Davalı Lehine Kesinleştiği

Rapora İtiraz Ettiği Ancak Davacı Vekilinin Aleyhe Hususları Kabul Etmediğini Beyan Ederek Rapora İtiraz Etmediği – Davacı Vekilinin Yeni ya da Ek Rapor Talebinde Bulunulmadığı Gözetildiğinde İlk Raporun Davalı Lehine Kesinleştiği/2. Bilirkişi Raporunda Daha Yüksek Bedel Tespit Edilmiş Olsa da Davacının İtiraz Etmediği Rapor Uyarınca Karar Verilmesinin Bozmayı Gerektirdiği )


YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 2021/4525 K. 2021/1793 T. 25.11.2021

Davalı vekili rapora itiraz etmiş olup davacı vekili duruşmada aleyhe hususları kabul etmeyerek rapor doğrultusunda talepleri uyarınca karar verilmesini istemiş olup rapora itiraz etmemiş ve yeni ya da ek rapor alınmasını da istememiştir. Aleyhe olan hususların kabul edilmediği beyan edilse bile itiraz nedenleri gösterilerek ek ya da yeni rapor alınmasının talep edilmediği ve rapora göre karar verilmesinin talep edildiği durumlarda da usuli kazanılmış hak oluştuğundan dolayı her ne kadar yeni heyetin 2. Ek raporunda daha yüksek bedel tespit edilmişse de davalı lehine olan usuli kazanılmış hak gözetilmeksizin davacının itiraz etmediği rapor doğrultusunda karar verilmemesi, kararın bozulmasını gerektirmiştir.

Bilirkişilik; yargılama sırasında çözümü hukuk dışında özel ve teknik bilgi gerektiren hallerde, taraflarca talep edilmesi halinde ya da mahkemece resen başvurulabilen bir ispat yoludur. Özel bilgi ile kastedilen şey; bir bilim dalına ilişkin olan araştırılmış ve sonucu bağlanmış bilgiyi, teknik bilgi ise; pozitif bilimlerin verilerinden elde edilen tartışmasız konuları ifade eder. ( GÖZÜTOK, Z. /ALBAYRAK, A., Alfabetik Medeni Usul El Kitabı, Ankara 2021, s.175 )

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266-287.  maddeleri arasında, “İspat ve Deliller” başlıklı dördüncü kısım içerisinde, medeni yargı açısından bilirkişi incelemesi konusunda hükümler getirilmiş ve 24.11.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6754 Sayılı Bilirkişilik Kanunu ile de bilirkişilik kurumu özel olarak düzenlenmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bilirkişi incelemesini takdiri deliller başlığı altında tasnif etmiş ve hakimin bilirkişinin oy ve görüşünü serbestçe değerlendirileceğini ifade etmiştir. HMK’nın “Bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281. maddesinin birinci fıkrasında ise “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” hükmü mevcuttur. HMK’nın 281. maddesiyle yargılamanın taraflarına rapora itiraz etme hakkı tanınmış olup, bu hakkın kullanılmaması durumunda, usuli kazanılmış hak oluşup oluşmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan birinin lehine, diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka, usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usuli kazanılmış hak kavramı, usul hukukunun temel prensiplerinden olup, HUMK ve HMK’da bu yönde bir düzenleme bulunmamakla birlikte gerek doktrinde gerek uygulamada kabul edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2018/10 ( 21 )-94 esas, 2021/111 karar sayılı ilamında usuli kazanılmış hakkın, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirildiği, öğretide kabul gördüğü ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline geldiği belirtilmiş ve bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hak olarak tanımlanmıştır. Ancak usuli kazanılmış hak ilkesinin de istisnaları bulunmaktadır. Geriye etkili kanun değişikliği, görev kuralına aykırılık, sonradan ortaya çıkan içtihadı birleştirme kararı, hak düşürücü süre, kamu düzeni gibi hususlar kazanılmış hak kuralının istisnalarındandır. Diğer bir istisna da açık maddi hatadır. Açık maddi hayata düşülmesi halinde de usuli kazanılmış haktan söz edilemez.

Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; taraflar, mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine, diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.

Bu kapsamda HMK’nın 281. maddesi hükmü değerlendirildiğinde; bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile bilirkişi raporuna itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğacaktır. Başka bir anlatımla; bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır ve ikinci bilirkişi raporu veya ek rapor, birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekir. ( KURU, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s. 2753 ).

Doktrinde, bilirkişi raporuna itiraz edilmemesinin usuli kazanılmış hak oluşturmayacağını savunan görüşler de mevcuttur. Alihocagil ( 2018 )’de; Umar ( 2014 ) ve Toraman vd. ( 2017 ) na dayandırdığı açıklamasında; “Doktrinde, bilirkişi raporunun herhalükarda serbestçe değerlendirilmesi gerektiği ve bu sebeple rapora karşı itiraz edilmemesi veya başka bir fiil sonucu usuli kazanılmış hakkın doğumundan bahsedilmesinin doğru olmayacağının savunulduğu da görülmektedir” demektedir. ( ALİHOCALIGİL, Ö., B., Medeni Usul Hukukunda Bilirkişi Raporunun Hazırlanması ve Bilirkişi Raporuna İtiraz, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, XXII, 2018, s.547-588 ) Bu görüş temelini, HMK’nın 282. maddesindeki; “ Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” düzenlemesine dayandırmaktadır. Bu düzenleme gereği, hakim raporu diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendireceğinden rapora itiraz edilmese bile usuli kazanılmış hak doğmayacağı savunulmaktadır. Hakim, raporu değerlendirerek yeni rapor ya da ek rapor alınmasına karar verebilecek ve yeni alınan rapora göre karar verebilecektir.

Fakat Yargıtayın yerleşik içtihatlarında; HMK’nın 281. maddesi ve 282. maddesi ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Bu durumda; hakimin HMK’nın 282. maddesi uyarınca, raporu diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendireceği ama bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi halinde ikinci bilirkişi raporu veya ek rapor, birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından HMK’nın 281. maddesi gereği ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğu kabul edilmektedir. Ayrıca aleyhe olan hususların kabul edilmediği beyan edilse bile itiraz nedenleri gösterilerek ek ya da yeni rapor alınmasının talep edilmediği ve rapora göre karar verilmesinin talep edildiği durumlarda da usuli kazanılmış hakkın ortaya çıktığı benimsenmiştir. ( Emsal, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.02.2021 tarih, 2018/10 ( 21 )-94 esas, 2021/111 karar sayılı ilamı, kapatılan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13.09.2017 tarih, 2016/14455 esas , 2017/7655 karar sayılı ilamı )

Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; mahkemece alınan 10.10.2014 tarihli raporda, davacının alacağı 324.000,00 TL olarak tespit edilmiştir. Davalı vekili rapora itiraz etmiş, 11.12.2014 tarihli celsede ise davacı vekili “Aleyhe hususları kabul etmiyoruz, önceki beyanlarımızı takrarla rapor doğrultusunda talep gibi karar verilmesini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunarak rapora itiraz etmemiş ve yeni ya da ek rapor alınmasını da istememiştir. Bu durumda; ilk rapora itiraz eden davalı yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Aleyhe hususların kabul edilmediğinin beyan edilmesi de davacının aleyhe olan hangi konuda itirazı olduğunu açıklamaması, yeni rapor ya da ek rapor alınmasını talep etmemesi ve rapor doğrultusunda karar verilmesini istemesi nedeni ile usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, itiraz üzerine alınan 16.02.2018 tarihli yeni heyetin 2. ek raporunda her ne kadar hakedilen iş bedeli 387.581,07 TL olarak tespit edilmiş olsa da, usuli kazanılmış hak gereği mahkemece 324.000,00 TL’ye hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile 387.581,07 TL’nin hüküm altına alınması doğru olmamıştır.

Mahkemece yapılacak iş; usuli kazanılmış hak dikkate alınarak 324.000,00 TL’nin 10.04.2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilinden ibarettir. Açıklanan nedenlerle usuli kazanılmış hakka aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.


Bilirkişi Raporuna İtiraz 94

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1151698

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1835406


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz