Şub 26, 2018
1510 Görüntüleme

Engelli Hakları, Görme Engellinin Okula Kaydının Reddi

Yazan
banner

Devlet Üniversitesi’ne ait konservatuarların açmış olduğu, yetenek sınavı ile görme engelli şahsın sınav heyeti huzurunda yapılan uygulamalı
sınavda başarılı bulunarak kabul edilebilir yeterlilikte olduğu tespit edildikten sonra okul yönetimince başvuran görme engelli ve okul altyapısı-nın uygun olmadığı gerekçesi ile kayıt işleminin yapılmaması işleminin AİHM önüne götürülmesinde başvuran haklı bulunmuştur. Mahkemenin temel gerekçesinde demokratik bir toplumda eğitim hakkının, insan haklarının gerçekleşmesinde vazgeçilmez olduğu devletin engelliler yönünde pozitif yükümlülük altında bulunduğu gerekli altyapıyı oluşturmakla yü-kümlü bulunduğu vurgulanmış olup; mahkeme, yalnızca görme engelli olması nedeniyle objektif ve makul bir gerekçe olmaksızın başvuranın eğitim hakkının engellenmesini sözleşmeye ek 1. No’lu protokolün 2. Maddesi ile birlikte sözleşmenin 14. Maddesinin ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir.

Başvuran, 2004-2005 eğitim yılında, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarının giriş sınavına 15 Haziran 2004
tarihinde başvurmuş ve 21 ve 31 Ağustos 2004 tarihlerinde, bağlama çalarak söz konusu Konservatuarın giriş sınavlarına girmiştir. Yapılan sınav sonucunda Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müdürlüğü tarafından, 7 Eylül 2004 tarihinde, başvuranın da isminin bulunduğu. Konservatuar giriş sınavını kazanan kişilerin listesi açıklanmıştır. Bunun üzerine, başvuran, Konservatuar’da eğitim görmeye elverişli olduğunu gösteren bir sağlık raporu almak amacıyla Büyükçekmece Devlet Hastanesi’nin Sağlık Kurulu’na başvurmuştur.
Söz konusu Sağlık Kurulu tarafından, 9 Eylül 2004 tarihinde, bir rapor düzenlenmiştir. Bu raporda, başvuran hakkında hipermetrop nistagmus bilateral derin ambliyopi teşhisinin konulduğu bildirilmiştir. Söz konusu Kurul, başvuranın bir üst sağlık kuruluna sevk edilmesinin uygun olacağı kararı verilmesi üzerine yönlendirildiği Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Sağlık Kurulu tarafından 16 Eylül 2004 tarihinde, bir sağlık raporu tanzim edilmiştir. Söz konusu raporda, başvuranın, Konservatuar’da görme yetisi gerektirmeyen bölümlerde eğitim ve öğretim alabileceği bildirilmiştir. Konservatuar Müdürlüğü tarafından, Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Başhekimi’ne gönderilen yazıda, 16 Eylül 2004 tarihinde, söz konusu hastanenin Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen rapora atıfta bulunarak, Konservatuardaki yedi bölümün de, görmeyi gerektirmeyen bölümler olmadığı hususunda Başhekim’e bilgi vermiştir. Yazıda, bir öğrencinin Konservatuar’ın herhangi bir bölümünde eğitim görebilmesi için, eğitim görmeye elverişli olduğunu gösteren bir sağlık raporu sunması gerektiği belirtilmiştir. Konservatuar Müdürlüğü tarafından, Konservatuardaki yedi bölümün görmeyi gerektirmeyen bölümler olmadığı hususu dikkate alınarak ve dolayısıyla, ilgilinin söz konusu Konservatuar’da eğitim ve öğretim görmeye elverişli olup olmadığının tespit edilmesi amacıyla Başhekim’den yeni bir sağlık raporu düzenlenmesi talep edilmiştir. Sınavı kazanan başvuran istenilen Sağlık kurulu raporunu sunmadığı gerekçesiyle başvuranın kaydının yapılması yönündeki talebi reddedilmiştir.

Sınavı kazanan …Çam’ın konservatuara kaydının yapılmasının idarece reddedilmesi üzerine, Başvuranın ebeveynleri, 24 Eylül 2004 tarihinde, kızları adına, Konservatuara kaydının kabul edilmemesiyle ilgili Konservatuar kararının iptal edilmesi amacıyla, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne karşı dava açmak için İstanbul İdare Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle idari makama karşı işlemin iptali için dava açmışlardır.

14 Ekim 2005 tarihinde başvuranın talebini reddeden mahkeme gerekçesinde;, Büyükçekmece Devlet Hastanesi’nin raporunda bir üst sağlık kurulunca rapor düzenlenmesi gerektiği sonucuna varılmasına rağmen, başvuranın rapor elde etmek için eşdeğer bir sağlık kurulu olan Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurulduğunu, davalı İdarenin savunmasından, 1970 yıllarında kurulduğu sırada Konservatuar’ın gerçekleştirilen sınavların sonucunda görme engelli birkaç öğrenciyi kayıt ettiği ancak Braille alfabesini bileneğitim personelinin bulunmaması ve karşılaşılan çeşitli zorluklar bakımından bu deneyime son verildiği, başvuranın, tam teşekküllü bir devlet hastanesi tarafından düzenlenmiş ve Konservatuar öğrencisi olabileceğini gösteren bir rapor sunamadığı, gerekçeleriyle söz konusu İdarenin, kaydını kabul etmemesinde hukuka aykırı bir durum bulunmamıştır.

AB Adalet Divanı’nın değerlendirmesien göre; Mahkeme, Hükümetin, Konservatuara kaydolma şartlarını ilk önce, söz konusu kurumun bazı yeteneklere sahip öğrencileri kabul edebilmesi durumu ile haklı gösterdiğini gözlemlemektedir Oysa Mahkeme, Konservatuar’da okumaya aday olanların taşıması gereken nitelikleri belirleme konusunda ulusal makamların kuşkusuz bir takdir yetkisine sahip olduklarını değerlendirirse, bu argüman mevcut dava koşullarında geçerli olamayacaktır. Nitekim, Konservatuar’ın eğilimi bazı yeteneklere sahip
olan öğrencilere eğitim vermek ise, her türlü kayıt talebi öncesindeki giriş sınavını kazanarak başvuran, bu bağlamda gerekli olan tüm nitelikleri taşıdığını kanıtlamıştır. Başvuranın Konservatuar’a kaydının yapılmamasının, yalnızca görme engelli olduğu durumuna dayandığını ve ulusal makamların makul düzenlemeler yapılmasının söz konusu kurum bünyesinde belki de ilgiliye eğitim görme imkânı sağlanabileceğini hiçbir zaman düşünmediklerini gözlemlemektedir. Dolayısıyla, Mahkeme, yalnızca görme engelli olması nedeniyle, objektif ve makul bir gerekçe sunulmaksızın, söz konusu Konservatuar’ın Müzik Bölümünde eğitim görme imkânının başvurana tanınmadığı kanısındadır. Mahkeme, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 2. maddesi ile birlikte Sözleşme’nin
14. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz