Mar 21, 2019
1374 Görüntüleme

Franchise Sözleşmesi, Marka İhlali

Yazan
banner

Davacının ”Simit Sarayı” ibareli 29, 30, 35 ve 43. sınıflarda tescilli markası bulunduğu Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre dava dışı kişinin davacı şirketin %33 ortağı ve yönetim kurulu başkan yardımcısı ve aynı zamanda davalı şirketin de ortağı ve müşterek imza yetkililerinden birisi olduğu, davalı şirketteki hisselerini devir ettiği, şirket müdürlüğünden de ayrıldığı, davacı şirketin uyarı ile davalıya, varılan sözlü mutabakat gereği taraflar arasında yapılmış bulunan franchising sözleşmesinin ortadan kaldırıldığını bildirdiği, dolayısıyla taraflar arasında geçerli bir franchising sözleşmesinin var olduğu ve geçerli olduğunun davacı tarafından da kabul edildiği, başka bir anlatımla, davacının göndermiş olduğu uyarı ile taraflar arasında markanın kullanımına izin verilmesi konusunda bir anlaşma bulunduğunu kabul ettiği, bu ihtarnamede davacı yanın aralarındaki sözleşmeyi taraflar arasındaki şifahi mutabakata uygun olarak sonlandırdığını belirttiği, ancak taraflar arasında sözleşmenin sözlü mutabakat ile sona erdirilmesine dair sözlü bir mutabakatın ispat edilemediği, bu bakımdan sözleşmenin sözlü mutabakat ile sona erdirildiğine dair uyarıdaki beyanın dikkate alınamayacağı, davacı yanın davalıya ait işletmede arama ve el koyma tedbirlerine başvurduğu, dolayısıyla davalı yanın, davacı yan markasını kullanma hakkının sona erdiğini bilmesinin gerektiği, bu bakımdan ancak bu tarihten sonra gerçekleşen kullanımlar yönünden davalı yanın kullanımlarının marka hakkına tecavüz olarak kabul edilebileceği, ancak davalı yanın bu tarihten sonra davacı yan markasını kullandığı hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararın onanması gerekir.

YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/2124
K. 2017/6124
T. 13.11.2017
• TECAVÜZÜN MEN’İ İSTEMİ (Davacı Şirketin Uyarı İle Davalıya Sözlü Mutabakat Gereği Yapılmış Bulunan Franchising Sözleşmesinin Ortadan Kaldırıldığını Bildirdiği – Franchising Sözleşmesinin Var ve Geçerli Olduğunun Davacı Tarafından Kabul Edildiği/Sözleşmenin Sözlü Mutabakat İle Sona Erdirilmesine Dair Sözlü Bir Mutabakatın İspat Edilemediği – Davanın Reddi Kararının Onanması Gerektiği)
• SÖZLÜ MUTABAKAT (Tecavüzün Meni İstemi/Davacı Şirketin Uyarı İle Davalıya Sözlü Mutabakat Gereği Yapılmış Bulunan Franchising Sözleşmesinin Ortadan Kaldırıldığını Bildirdiği/Sözleşmenin Sözlü Mutabakat İle Sona Erdirilmesine Dair Sözlü Bir Mutabakatın İspat Edilemediği – Davanın Reddi Kararının Onanacağı/Franchising Sözleşmesinin Var ve Geçerli Olduğunun Davacı Tarafından Kabul Edildiği)
• MARKA KULLANIMI (Franchising Sözleşmesinin Var ve Geçerli Olduğunun Davacı Tarafından Kabul Edildiği – Davacı Yanın Davalıya Ait İşletmede Arama ve El Koyma Tedbirlerine Başvurduğu/Ancak Bu Tarihten Sonra Gerçekleşen Kullanımlar Yönünden Davalı Yanın Kullanımlarının Marka Hakkına Tecavüz Olarak Kabul Edilebileceğinin Gözetileceği/Tecavüzün Meni İstemi)
KHK-556/m.66/2-a

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/06/2015 tarih ve 2013/207-2015/132 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, “Simit Sarayı”, “Simit Sarayı Geleneksel Fast Food”, “Simit Sarayı + Şekil”, “Simit Sarayı Mahalle + Şekil” markalarının TPE nezdinde davacı şirket adına tescilli olduğunu, “Simit Sarayı” markasının tanınmış bir marka olduğunu, davalı tarafın müvekkilinden izin almadan “Simit Sarayı” ibaresini işyeri tabelasında, poşet, çanta, tanıtım evrakları vb. eşyalar üzerinde kullandığını, yapılan arama, el koyma tedbirinde bu hususunun ispatlanmış olduğunu, davalı kullanımlarının markaya tecavüz teşkil ettiğini, “Simit Sarayı” ibaresini taşıyan tüm ürünlere el konulmasını, dava sonuna kadar “Simit Sarayı” ibaresinin kullanılmasının engellenmesine, tecavüzün men’i ve ref’ine, ticari faizi ile birlikte 556 Sayılı KHK 66/2-a uyarınca şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat, 5.000,00 TL yoksun kalınan kâr ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davalı şirketin kuruluşundan itibaren davacı Simit Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş’nin bilgisi ve onayı dahilinde “Simit Sarayı” markası altında davacının mamullerini satarak ve davacının T… Şubesi olarak faaliyette bulunduğunu, davacının iddialarının yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ”Simit Sarayı” ibareli 29, 30, 35 ve 43. sınıflarda tescilli markası bulunduğu, … Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre dava dışı …, davacı Simit Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş.’nin %33 ortağı ve yönetim kurulu başkan yardımcısı ve aynı zamanda davalı T… Gıda ve Unlu Mamulleri Tic. Ltd. Şti’nin de ortağı ve müşterek imza yetkililerinden birisi olduğu, 17.09.2014 tarihinde davalı şirketteki hisselerini … ve …’a devir ettiği, şirket müdürlüğünden de ayrıldığı, davacı şirketin 06.11.2013 tarihili uyarı ile davalıya, varılan sözlü mutabakat gereği 01.09.2013 tarihi itibariyle taraflar arasında yapılmış bulunan franchising sözleşmesinin ortadan kaldırıldığını bildirdiği, dolayısıyla taraflar arasında geçerli bir franchising sözleşmesinin var olduğu ve 01.09.2013 tarihine kadar da geçerli olduğunun davacı tarafından da kabul edildiği, başka bir anlatımla, davacının göndermiş olduğu uyarı ile taraflar arasında markanın kullanımına izin verilmesi konusunda bir anlaşma bulunduğunu kabul ettiği, bu ihtarnamede davacı yanın aralarındaki sözleşmeyi taraflar arasındaki şifahi mutabakata uygun olarak sonlandırdığını belirttiği, ancak taraflar arasında sözleşmenin sözlü mutabakat ile sona erdirilmesine dair sözlü bir mutabakatın ispat edilemediği, bu bakımdan sözleşmenin sözlü mutabakat ile sona erdirildiğine dair 06.11.2013 tarihli uyarıdaki beyanın dikkate alınamayacağı, davacı yanın 20.09.2013 tarihinde davalıya ait işletmede arama ve el koyma tedbirlerine başvurduğu, dolayısıyla 20.09.2013 tarihinden itibaren davalı yanın, davacı yan markasını kullanma hakkının sona erdiğini bilmesinin gerektiği, bu bakımdan ancak bu tarihten sonra gerçekleşen kullanımlar yönünden davalı yanın kullanımlarının marka hakkına tecavüz olarak kabul edilebileceği, ancak davalı yanın bu tarihten sonra davacı yan markasını kullandığı hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri, marka ve patent ceza hukuku, tüketici hukuku ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır. İstanbul’daki şubemizin yanında ülkenin her yerinde davalarımız ve iş birliği yaptığımız avukatlarımız mevcuttur.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz