Oca 21, 2020
367 Görüntüleme

Food Bar Kararı, Markanın Herkesçe Kullanılabilecek Olması, Ayırt Edicilik

Yazan
banner

 Başvuruya konu işaretin “food bar” ibaresinden oluştuğu, “Bar” ibaresinin birçok işletmenin içecek sattığını gösteren “vitamin bar” gibi alkolsüz türevleri de bulunan olağan ve yaygın kullanımda bir ibare olduğu bu nedenle anlamsal açıdan içecek sağlanması hizmetleri kapsamında güçlü bir ayırtediciliğinin olmadığı, keza “food” ibaresinin de gıda sektöründe bilinir olduğu, İngilizce olmasına rağmen doğrudan “gıda” anlamı taşımasıyla ticari işletmeler tarafından yaygın biçimde kullanıldığı ve hatta levhalardaki “food court: yemek alanı” gibi çevirilerle AVM’lerde bile tüketicinin sıklıkla karşısına çıkan bir ibare olduğu, müstakil ibarelere aşina olduğu anlaşılan tüketicinin bütünsel biçimde de bu ibarelerin gıda ve içecek sağlanması ile ilişkili olduğunu anlamasının beklenileceğini, belirtilen gerekçelerle, başvurunun “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden 556 Sayılı KHK’nın 7/1-d maddesi kapsamında reddinin doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/957
K. 2019/7670
T. 2.12.2019
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. F. ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi bozmaya uyularak verilen 25/12/2018 tarih ve 2018/230-2018/473 Sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirkettin TPE nezdinde 29, 30, 35, ve 43. sınıflarda yer alan emtialarda tescil edilmek üzere “FOODBAR” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, yapılan inceleme neticesinde 556 Sayılı KHK 7/1-a maddesi uyarınca 35 ile 43. sınıftaki bazı mal ve hizmetlerde, 7/1-d uyarınca 43. sınıftaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden reddedildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin YİDK kararı ile itirazlarının kısmen kabul edildiğini lakin 7/1-d maddesi yönünden 43. sınıfta yer alan “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden gerçekleştirilen itirazların ve markanın bu hizmetler yönünden reddine karar verildiğini, oysa “FOODBAR” ibaresinin ticaret hayatında ve hususiyetle yiyecek ve içecek hizmetleri sektöründe olağan kullanıma haiz bir işaret olmadığını, “foodbar” ibaresinin yabancı dilde dahi somut karşılığının bulunmadığını, “foodbar” ibaresinin davacı tarafından tescil süreci öncesinde de yoğun kullanıma bağlı olarak yüksek ayırt edicilik kazandığı ve sektöründe ciddi bir tanınmışlık elde ettiğini, tanıtım amacıyla ciddi reklam yatırımlarının yapıldığını belirterek YİDK kararının iptalini talep etmiştir.

Davalı vekili, “foodbar” ibaresinin ticaret alanında herkes tarafından kullanılan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içerdiğini, söz konusu ibarenin ilgili sektörde herkes tarafından kullanılabileceği ve bu nedenlerle de bir teşebbüsün mallarını ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mallarından ve hizmetlerinden ayırt edemeyeceğine karar verilerek itirazın reddedildiğini, söz konusu ibarenin özellikle yiyecek ve içecek sektöründe kullanıldığı ve ticaret alanında vasıf belirtmek üzere yaygın bir kullanımı haiz olduğunu, herkes tarafından kullanılabilecek bu ibarenin davacı yanın marka hakkı kapsamında tekeline verilmesinin 556 Sayılı KHK yönünden mümkün olmadığı; “food bar” ibaresinin https://translate.google.com.tr/ adresinde Türkçe’ye çevrildiğinde kelime anlamının “yemek çubuğu” olarak çıktığını, ayırt edici olmaması sebebiyle marka olarak tescil edilemeyeceğine karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, başvuruya konu işaretin “food bar” ibaresinden oluştuğu, “Bar” ibaresinin birçok işletmenin içecek sattığını gösteren “vitamin bar” gibi alkolsüz türevleri de bulunan olağan ve yaygın kullanımda bir ibare olduğu bu nedenle anlamsal açıdan içecek sağlanması hizmetleri kapsamında güçlü bir ayırtediciliğinin olmadığı, keza “food” ibaresinin de gıda sektöründe bilinir olduğu, İngilizce olmasına rağmen doğrudan “gıda” anlamı taşımasıyla ticari işletmeler tarafından yaygın biçimde kullanıldığı ve hatta levhalardaki “food court: yemek alanı” gibi çevirilerle AVM’lerde bile tüketicinin sıklıkla karşısına çıkan bir ibare olduğu, müstakil ibarelere aşina olduğu anlaşılan tüketicinin bütünsel biçimde de bu ibarelerin gıda ve içecek sağlanması ile ilişkili olduğunu anlamasının beklenileceğini, belirtilen gerekçelerle, başvurunun “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden 556 Sayılı KHK’nın 7/1-d maddesi kapsamında reddinin doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz