Eyl 1, 2016
1760 Görüntüleme

Markanın Kullanılmaması, Haklı Neden, Devir

Yazan
banner

Marka fonksiyonunu yerine getirmeye yarayacak şekilde kullanılmalıdır.Her ne kadar KHK’nın “Markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir” hükmünü amir 14/1 maddesi kullanma zorunluluğunun tescil ile başlamakta olduğunu açıkça ifade ediyor olsa da, bir dönem kayıtlarda “koruma süresi” olarak geçen başvuru tarihinin mi, yoksa tescil tarihinin mi kullanma zorunluluğunun başlangıç tarihi olarak alınacağı konusunda tartışmalar olmuştur. Nitekim bu tartışmaya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) son vermiş ve markanın kullanma zorunluluğunun fiilen sicile tescil edildiği tarihten başlayacağına karar vermiş- tir[4]. HGK’nin bu içtihadından sonra Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de kararlarını bu yönde vermiştir(HGK 12.12.2007 T., 2007/11-974 E., 2007/962 K).

Beş yıllık süre, markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olarak iki halde karşı- mıza çıkmaktadır. Bunlar, i) markanın tescilinden itibaren geçen ilk beş yıllık süre – ki bu süre içerisinde marka hakkı sahibi, markasını kullanmak durumundadır – ve ii) markanın kullanımına verilen ara niteliğinde olan sürekli ve kesintisiz beş yıllık süredir. Bu ikinci halde süreklilikten kasıt markanın hiç ara vermeksizin kullanılması değildir. Marka sahibi ticari faaliyeti, ekonomik koşullar gibi nedenlerle markayı kullanımına dönem dönem ara verebilir, ama böyle bir aranın makul sürelerde olması gerekirken kesintisiz beş yıl sürmesi ticari hayatın olağan akışına da aykırı olacaktır. Bu halde markasını savunmak isteyen marka sahibinin aşağıda belirtilen “haklı nedenle kullanmama” savunmasına başvurması gerekecektir.

Markanın bir başkasına devri, devralan için yeniden bir beş yıllık hoşgörü süresi başlayacağı anlamına gelmemektedir. Markanın devri halinde, bu tarihe kadar eğer marka kullanılmamış ise, devralan kişi yönünden kullanma yükümlü- lüğü devam etmekte ve devir tarihinde ne kadar süre kalmış ise, o süre içerisinde markanın kullanılmaya başlanması gerekmektedir(Çolak, Uğur – Türk Marka Hukuku, Oniki Levha Yayıncılık, 1. Bası, İstanbul 2012, s.915).

“Markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir.” hükmünü amir KHK m.14/1’de yer alan “haklı bir neden olmadan” ifadesi, markanın kullanılmamasının ya da kesintiye uğramasının haklı bir nedene dayanması halinde, haklı nedenin devam ettiği sürenin beş yıllık kullanmama süresinin hesaplanmasında dikkate alınmayacağını ortaya koymaktadır. Haklı nedenden kasıt ise markanın kullanılmasını engelleyen ve marka sahibine isnat edilemeyen herhangi bir vakadır[11]. Nelerin haklı neden sayılacağı KHK’da belirtilmemiş olup bunun takdiri, somut olayın niteliklerine göre mahkeme tarafından yapılmaktadır. Yine de Yargıtay içtihatları ile doktrin görüşleri çerçevesinde bazı örnekler üzerinden bu konuda bir genel sonuca varmak mümkün olabilecektir. Doğal afetler, savaş, gümrük mevzuatındaki değişiklikler gibi tamamen marka sahibinin müdahale alanı dışında kalan haller, haklı neden hallerine örnek olarak verilmektedir.

Haklı neden devam ettiği sürece beş yıllık süre işlemeye başlamamaktadır ancak, haklı nedenin sona ermesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde kullanıma başlanması gerekmektedir. Haklı neden hoşgörü süresini kesmez, durdurur.

tanınmış markalar kullanım zorunluluğu açısından bir istisna niteliğinde değildir. Tanınmış markaların da tescilli bulundukları sınıflarda ciddi bir kullanımı söz konusu değilse bu sınıflar bakımından kullanmama sebebiyle markanın iptaline karar verilebilir[18]. Nitekim bu husus, Yargıtay HGK tarafından aynı zamanda “kullanma zorunluluğu”nun da detaylandırıldığı malum “BELLONA” kararında[19] da detaylı olarak tartışılmış ve özetle “TPE nezdinde tescilli ve tanınmışlık düzeyine ulaşmış markalar da 556 sayılı KHK’nın 14 ve 42. maddeleri uyarınca kullanılmayan mal ve hizmetler bakımından kısmen iptal edilebilir.” ifadeleri ile açıklığa kavuşturulmuştur.

 


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz