Ağu 13, 2021
829 Görüntüleme

Taşıyıcının Sorumluluğunun Sınırları 2769

Yazan
banner

CMR Konvansiyonu(Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi)  hükümlerine göre taşıyıcı, taşıdığı emtiayı tam ve sağlam olarak alıcısına teslim ile yükümlüdür. Malların kısmen veya tamamen kaybından veya hasarından veya gecikmesinden sorumludur. Bu sorumluluk, kural olarak tam tazmin esasına değil, taşıyıcıya teslim edilen değerin iadesine yöneliktir. CMR Konvansiyonu’nda sorumluluk kapsamı, esas itibariyle 23-28. maddelerde düzenlenmiştir. Ancak, 23.5 ve 29. maddelerinde açıklanan haller, sınırlı sorumluluk kuralının istisnasını oluşturmaktadır. CMR 29. maddesi hükmüne göre, ağır kusurun varlığı halinde taşıyıcı, bu konvansiyonun taşıyıcının sorumluluğunu kaldıran, sınırlayan veya ispat yükünü diğer tarafa yükleyen hükümlerinden yararlanamayacaktır.


İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ E. 2019/2769 K. 2020/169 T. 6.2.2020

BK m. 49

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 02/10/2019 tarih 2018/4570 Esas 2019/6098 Karar sayılı ilamında; ‘

1-Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesi ilk derece mahkemesi tarafından alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunu yeterli görmeyerek duruşma açmış ve yeni bir bilirkişiden bilirkişi raporu alarak bu raporu dayanak gösterip davacı vekilinin ve davalı  vekilinin istinaf başvurusunu HMK m. 353/1-b-1 gereği esastan reddetmiştir. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece yargılamasında görülen eksikliğin duruşma açılmak ve bilirkişi raporu alınmak suretiyle tamamlandığı anlaşıldığından, HMK m. 353/1-b-3. gereğince duruşma açılmaksızın tamamlanabilecek yargılama eksikliklerinin varlığı durumunda dahi, Bölge Adliye Mahkemesince esastan yeni bir karar verilmesinin gerekli kılınmış olduğu nazara alındığında, yargılamadaki eksikliğin duruşma açılarak giderilmesi hallerinde, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemeyeceği, bu gibi hallerde de esastan yeni bir hüküm kurulması gerektiği kuşkusuzdur.

Aksi halde, incelenen kararda olduğu gibi, bir yandan kararın gerekçesinde yargılama eksikliğine ve bunun giderildiğine değinilirken, bir yandan da ancak ilk derece yargılamasında usul ve yasaya hiçbir aykırılık bulunmayan hallerde verilmesi gereken istinaf başvurusunun esastan reddi biçimindeki hüküm fıkrası arasında çelişki ve infazda tereddüt oluşacağı, bu durumun ise kanuna açık aykırılık nedeniyle re’sen bozma nedeni teşkil edeceği açıktır. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden esas hakkında bir karar tesis edilmesi gerekirken, HMK m. 353/1-b-1 kapsamında istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle ve HMK m.  369/1. ve 371. maddeleri uyarınca bozulması gerekmiştir.

2-Kabule göre de; CMR Konvansiyonu hükümlerine göre taşıyıcı, taşıdığı emtiayı tam ve sağlam olarak alıcısına teslim ile yükümlüdür. Malların kısmen veya tamamen kaybından veya hasarından veya gecikmesinden sorumludur. Bu sorumluluk, kural olarak tam tazmin esasına değil, taşıyıcıya teslim edilen değerin iadesine yöneliktir. CMR Konvansiyonu’nda sorumluluk kapsamı, esas itibariyle 23-28. maddelerde düzenlenmiştir. Ancak, 23.5 ve 29. maddelerinde açıklanan haller, sınırlı sorumluluk kuralının istisnasını oluşturmaktadır. CMR 29. maddesi hükmüne göre, ağır kusurun varlığı halinde taşıyıcı, bu konvansiyonun taşıyıcının sorumluluğunu kaldıran, sınırlayan veya ispat yükünü diğer tarafa yükleyen hükümlerinden yararlanamayacaktır. Bu halde, taşıyıcı tüm zararlardan sorumlu olacaktır.

Mahkemece, somut olayda taşıyanın aracı güvenli bir otoparka park etmeyerek hırsızlık olayına neden olduğu ve taşıyanın zararın kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebeple ileri geldiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle sınırlı sorumluluk hükümlerine göre yapılan tazminat hesabı doğrultusunda karar verilmiş ise de iddia, savunma, tarafların sunduğu deliller ve mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalı taşıyana ait araç sürücüsünün giriş çıkışı denetlenmeyen, kamera vb. güvenlik sistemi olmayan, bekçisi bulunmayan bir tır parkında akşam saatlerinden sabaha kadar mola verdiği, araç sürücüsünün tırın içinde dinlenirken hırsızlık olayının yaşandığı, sürücünün sabah uyandığında hırsızlık olayını fark ettiğinin sabit olması karşısında mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağı ilke olarak kabul edilmek ve sonucuna göre karar verilmek gerekirken, sınırlı sorumluluk ilkesine göre yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş” gerekçesi ile; Davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulüyle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce duruşma yapılarak, usul ve yasaya uygun görülen bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.


taşıma sözleşmesi taşıma sözleşmesi cmr konvansiyonu sorumluluk cmr konvansiyonu sorumluluk  cmr sorumluluk taşıyanın sorumluluğu cmr sorumluluk taşıyanın sorumluluğu cmr dava cmr dava  cmr avukat cmr avukat   lojistik dava lojistik dava lojistik avukat lojistik avukatTerimi kaldır: lojistik ankara avukat lojistik ankara avukat lojistik ankara dava lojistik ankara dava kargo ankara dava kargo ankara dava kargo ankara avukat kargo ankara avukat lojistik sorumluluk lojistik sorumluluk taşıyanın sorumluluğu taşıyanın sorumluluğu kargonun zara görmesi dava kargonun zara görmesi dava  kargonun zarar görmesi avukat kargonun zarar görmesi avukat


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz