Oca 18, 2023
300 Görüntüleme

Paris Sözleşmesi Anlamında Tanınmışlık Tescil Hakkı Sağlamaz

Yazan
banner

Daha önceki tarihli markanın varlığı karşısında, bu marka hükümsüz kılınmadıkça, aynısının ya da benzerinin Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6. maddesi kapsamında tanınmış marka olduğu gerekçesiyle tescili de söz konusu olmaz.

Eskiden beri bir markanın tescilsiz biçimde kullanılması, markayı kullanan kişiye, benzer bir markanın bulunmasına rağmen tescil hakkı sağlamaz.


Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3049 E. , 2022/5024 K

Bölge Adliye Mahkemesince, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; kural olarak tescille marka koruması sağlanmakla birlikte MarKHK m. 8/3’te sayılan koşullarda, tescilsiz markalara koruma sağlandığı, MarKHK m. 8/3 hükmünün, sadece yapılan bir başvuruya itiraz hakkı verdiği, aynı veya benzer bir markanın tescilli bulunması halinde, öncelik hakkı iddia edene, tescil talebinde bulunma hakkı vermediği, eskiden beri bir markanın tescilsiz biçimde kullanılması, markayı kullanan kişiye, benzer bir markanın bulunmasına rağmen tescil hakkı sağlamayacağı, markaların ülkeselliği ilkesi gereği davalıya ait hükümsüzlüğü istenilen markanın, Almanya’da ve diğer ülkelerde, davacının dayanak markasından daha önce tescilli olması da, davalıya söz konusu markasını Türkiye’de tescil hakkı sağlamayacağı, hükümsüzlüğü istenilen markaların 2012 yılında tescil edildikleri gözetildiğinde, tescil tarihinden 3 yıl sonra açılan işbu davada, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı da söylenemeyeceği, davalı tarafından, davacının bu davaya mesnet 94/008603 sayılı markasının kullanmama nedeniyle iptali ve MarKHK’nın 7/1-b, 8/1-b 8/3, 8/5, 35, 42/1-b maddeleri uyarınca da hükümsüzlüğü talebi ile Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2014/523 Esas sayılı dosyasında görülen dava açıldığı, mahkemenin 30.10.2017 tarih, 2014/523 Esas, 2017/408 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, yapılan istinaf başvurusu esastan reddedilmiş ve bu karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26.11.2019 tarih, 2019/369-7529 E.K. sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, davacının 94/008603 sayılı markası hüküm ifade ettiğine göre, davalı şirketin 2010/77735 sayılı markası “SPECK PUMPEN SPECK+şekil” ibareli olup, 2010/77643 sayılı markası ise “SPECK” ibareli markalarının ve davacıya ait 94/008603 sayılı marka ise “SPECK+şekil” ibareli markasının asli unsuru “SPECK” ibaresi olduğu, 2010/77735 sayılı markada yer alan “PUMPEN” ibaresi, Türkçe’de pompa anlamına gelmekte ve marka kapsamlarındaki mallar yönünden bir ayırt edicilik taşımadığı, markalardaki şekil unsurunun da aynı olduğu, marka işaretleri arasında MarKHK m. 8/1-b  anlamında benzerlik mevcut olduğu gibi markalar farklı sınıflarda tescilli iseler de, marka kapsamlarındaki ürünler, birbirleri ile ilintili, birbirlerini çağrıştıran, sulama sektörü ve su dolaşım tesisatları ile ilgili olarak aynı tüketici kitlesine hitap eden, benzer nitelikteki ürünler olduğu, Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşen Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/523 E., 2017/408 K. sayılı kararında da, belirtilen marka kapsamları arasında benzerlik bulunduğu kabul edildiği, mahkemece hükme esas alınan 11.08.2017 tarihli bilirkişi raporunda, bir kısım Yargıtay kararlarına atıfla, Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6. maddesinin, marka koruması kapsamında ülkesellik prensibine getirilen istisnalardan biri olduğu ve ayırt edici nitelik kazanmış bir marka sahibinin, önceki benzer tescilli markanın terkinini istemeden markasını tescil ettirebileceği açıklanmışsa da, söz konusu bilirkişi raporunda atıf yapılan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2003/4210-11563 E.K. ve 2003/5445 E.,2004/1483 K. sayılı kararlarının dayanağını oluşturan, 556 sayılı KHK’nın 7/son fıkrası 22.06.2004 tarihinde, 5194 sayılı Kanun’la değiştirilmiş ve aynı fıkrada yer alan (b) bendi yürürlükten kaldırılarak yerine (a) bendi getirilmek suretiyle; tescil tarihinden önce kullanımla ayırt edicilik kazanılması halinde mükerrer marka başvurusunun reddedilemeyeceğine ilişkin istisna ortadan kaldırıldığı, anılan tarihten sonra, bir markanın tescil tarihinden önce kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanması, MarKHK m. 7/1-b kapsamında tescilin reddedilmesine ve tescil edilmiş ise hükümsüzlüğüne engel oluşturmayacağı, daha önceki tarihli markanın varlığı karşısında, bu marka hükümsüz kılınmadıkça, aynısının ya da benzerinin Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6. maddesi kapsamında tanınmış marka olduğu gerekçesiyle tescili de söz konusu olmayacağı gerekçesiyle davacının istinaf istemlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davalı adına tescilli 2010/77643 sayılı “SPECK” ibareli ve 2010/77735 sayılı “SPECK PUMPEN+ŞEKİL” ibareli markaların hükümsüzlüklerine ve sicilden terkinlerine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.


Paris Sözleşmesi Anlamında Tanınmış Markalar

FORUM ve FORUM YATIRIM, Ayırt Edilemeyecek Kadar Benzerlik 5647

Ayırt Edilemeyecek Kadar Benzerlik; Tanınmışlık ve Müktesep Hak: AIRBUS KARARI 2831

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/341752


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz