Haz 5, 2023
124 Görüntüleme

Tanınmış Markanın Bilinmesi Gerektiği 11-76

Yazan
banner

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu aşağıdaki kararında iyi niyetin esas olması kuralına istisna getirerek,  ülkemizde de tanınmış olarak kabul edilen özgün markanın benzerinin tescil edilmesinde haklı bir gerekçenin sunulması gerektiğini belirtmiştir.


YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2021/11-76 K. 2023/244 T. 22.3.2023

Davacının markasının yaklaşık 30 yıldır başta gözlük satışı olmak üzere mağazacılık hizmetleri alanında ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde kullanılmakta olduğu, bu kullanım yanında ülkemiz de dâhil olmak üzere 50’yi aşkın ülkede tescilli marka olarak korunduğu, ülkemizde ve dünyadaki mevcut ve müstakbel tüketici kitlesi hedeflenerek yüksek düzeyde ve meblağlarda tanıtım ve reklam harcamalarıyla anılan marka için ciddi yatırımlar yapıldığı, bu çerçevede markanın ülkemizde ve dünyanın bir çok ülkesinde tescilli olduğu mağazacılık hizmetlerinde yaygın bir dağıtım ve satış ağına sahip olduğu, markanın yoğun kullanımı neticesinde yüksek miktarlarda satış rakamlarına ulaşıldığı, davacının markası için yapmış olduğu anılan yatırımların ve faaliyetlerin seviyesi, yapıldıkları coğrafi alanın büyüklüğü, tescilli marka olarak korunduğu coğrafi alan ile elde ettiği yüksek satış rakamları ile markanın ciddi bir ekonomik değere ulaştığı, bu itibarla davacının “…” esas ibareli markasının faaliyet alanı ve tescilli olduğu sınıf olan mağazacılık hizmetlerinin ülkemizdeki hedef müşteri kitlesi nezdinde tanınır hâle geldiği, bu tanınmışlık neticesinde de yaygın olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu bilgiler ışığında davacıya ait “…” esas ibareli marka, 556 Sayılı KHK’nın 8/4 maddesinde tanımlandığı …de tanınmış bir marka niteliğindedir. Dolayısıyla davacı markasının tanınmışlığına dair iddia bakımından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin ispata yeterli olduğu söylenebileceği gibi anılan bilgi ve belgelerden hareketle ilk derece mahkemesince, davacı markasının tanınmış marka olduğuna dair yapmış olduğu değerlendirme de dosya kapsamına uygundur.

Bununla birlikte tanınmış bir markanın farklı mal ve hizmetlerde korunabilmesi için tanınmış olduğunu tespiti yanında “…toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği…” şeklinde sıralanan koşulların da somut olayda gerçekleşmesi gereklidir (556 Sayılı KHK madde 8/4).

Bu kapsamda davacının “…” ibareli tanınmış markası, ülkemizde ve dünyada tescilli olduğu 35. sınıfta yer alan mağazacılık hizmetlerinde kullanılmakta olup taraf marka ibarelerinin yüksek düzeydeki benzerlikleri nazara alındığında davalı şirket markasının kapsamındaki diğer mağazacılık hizmetlerinde tescilinin, davacının markasının tanınmışlığından ve tanınmışlığı neticesinde elde ettiği itibardan haksız yararlanma sonucunu ortaya çıkaracağı, bu suretle markanın itibarının ve ayırt edici karakterinin zarar görebileceği açıktır. Zira toplumda mağazacılık alanında tanınmış niteliğini haiz davacı markasına benzer ibare kullanan davalı şirketin marka başvurusunun, kapsamındaki farklı mağazacılık hizmetlerinde kullanımı hâlinde davacının tanınmış markasının faaliyet alanını genişlettiği yanılgısı içerisinde hedef tüketici kitlesinin marka tercihlerinin değişmesiyle davacının markasının tanınmışlığından elde edilen avantaj ile haksız yararlanma söz konusu olabileceği gibi davacının tanınmış markasının itibarı da zarar görebilecektir. Bu sebeple davalı şirkete ait marka başvurusu kapsamında verilen YİDK kararının, 556 Sayılı KHK’nın 8/4 maddesi kapsamında iptaline dair koşulların somut olayda mevcut olduğu kabul edilmelidir.


KACO Tanınmış Markanın Benzerinin Başvurulması Kötü Niyet 7912

Tanınmış Markalarda; Ayırt Edici Karakteri Zedeleme, İtibara Zarar Verme, Haksız Avantaj Sağlama

Tanınmış Markalarda İltibas 2315


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz