Haz 16, 2020
389 Görüntüleme

Marka Birarada Var Olma Mutabakatı; Köseoğlu Kararı

Yazan
banner

Taraflarca imza altına alınan ve davacılar tarafından da kabul edilen adi yazılı sözleşmenin 1. maddesiyle 30.06.2014 tarihine kadar “AHMET KÖSEOĞLU” markasının ve buna benzer dava konusu olmayan diğer marka başvurularına davacılar tarafından itiraz edilmeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin açık düzenlemesinden anlaşıldığı üzere davacılar davalı …’nın “AHMET KÖSEOĞLU” markası için başvuru yapmasına ve bu markayı kullanmasına açıkça muvakafat etmişlerdir. Hatta marka başvurusundaki harf karakterlerinin özellikleri dahi sözleşmede açıkça düzenlenmiş olup dava konusu markanın bu özelliklerde tescil edildiği de sabittir. Marka başvurusunun bu protokolden önce yapılmış olması sonuca etkili olmayıp tarafların davalı …’ın “AHMET KÖSEOĞLU” markasını tescil ettirip kullanması hususunda anlaştıkları değerlendirildiğinde davalı …’nın sözleşme öncesinde başvuru yapmış olması nedeniyle kötüniyetli kabul edilebilmesi de mümkün değildir. Aksine sözleşme ile davacılarca tesciline muvafakat edilen markanın davacılarca çeşitli sebepler ileri sürülerek hükümsüzlüğünün talep edilmesi TMK 2. maddede düzenlenen iyi niyet kurallarına uygun değildir. Davalıların fiili kullanımları hükümsüzlüğü gerektirmemekte olup fiili kullanımların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu mahkemece kabul edilmiş ve mahkemenin bu husustaki kabulü Dairemizce de uygun bulunmuştur. Bu itibarla taraflar arasında imzalandığı hususunda çekişme bulunmayan 10.10.2013 tarihli adi yazılı sözleşme ile davacıların davalının “AHMET KÖSEOĞLU” markasını tescil ettirip kullanmasına açık muvafakati dikkate alınarak hükümsüzlük davasının reddine karar verilmesi gerekir.


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2019/153 K. 2019/7006 T. 11.11.2019

Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalılara ait faturalarda ve “altınkukurt.com” internet web sitesinde kullanılan “Altınkükürt Köseoğlu” markasında “Köseoğlu” ibaresinin “Altınkükürt” ibaresinden bağımsız olarak markasal fonksiyon icra edecek şekilde konumlandırıldığı, ilgili internet sitesinin “kükürt” ürünlerinin tanıtım ve pazarlaması faaliyeti yürüttüğü, dolayısıyla davacılar adına 2011 51975, 2011 31763, 2011 52017, 2011 49903 sayılarla tescilli bulunan markalarla karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu, 2013 26322 Sayılı “AHMET KÖSEOĞLU” markasının davalı … adına standart yazı karakterlerinde tescil edildiği, markanın davalılarca piyasadaki fiili kullanımların ise standart yazı karakterlerinde ancak davacıların fiili kullanımlarına benzer bir şekilde yeşil renkli overloklu çuvallarda ve davacıların çuvalları üzerindeki tasarımlarla aynıya yakın derecede benzer tasarımlarla kullanıldığı, ayrıca “AHMET KÖSEOĞLU” markası ile davacılardan … adına 2011 51975, 2011 31763, 2011 52017, 2011 49903 sayılarla tescilli bulunan KÖSEOĞLU”, “KÖSEOĞLU AK KÜKÜRT”, “KÖSEOĞLUKÜKÜRT”, “KÖSEOĞLU AK KÜKÜRT” ibareli markalar arasında da güçlü bir benzerlik bulunduğu dikkate alındığında, davalıların bu şekildeki marka kullanımlarının davacının marka kullanımları ile yani davacıların faaliyetleri ile karışıklığa neden olacak nitelikte faaliyetlerden olduğu, dolayısıyla davalıların bu eyleminin 556 Sayılı KHK’nın 9/1 (b) ve 9/2(a) maddelerinde belirtilen fiillerinden olduğu, bu nedenle 556 Sayılı KHK’nın 61/1 (a) maddesi anlamında marka hakkına tecavüz sayılan fillerden olduğu, ayrıca bu eylemin TTK madde 55 f.l (a) bendi kapsamında haksız rekabet hallerinden olduğu, www.koseogluakkukurt.org alan adının 24.11.2012 tarihinde … adına tahsis edildiği, bu alan adının da davacıların marka haklarını ihlal ettiği, diğer alan adlarının davalılar adına tahsis edilmiş olmadığı, davalıya ait “AHMET KÖSEOĞLU” markasının davacıya ait önceki tarihli 2011 51975, 2011 31763, 2011 52017, 2011 49903 Sayılı “KÖSEOĞLU” ana unsurlu markaları ile 1. ve 35. sınıflara konu aynı veya aynı tür mal ve hizmetleri kapsadığı, dava konusu markanın davacının KÖSEOĞLU ibareli markalarıyla benzer ve iltibas yaratma ihtimali olan bir marka olduğu, bu nedenle davacılar lehine 556 s. KHK md.8/1 çerçevesinde hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, tarafların ortaklık ilişkisinin 24.03.2011-10.10.2013 döneminde sürdüğü, ortaklık ilişkisinin devam ettiği 21.03.2013 tarihinde dava konusu AHMET KÖSEOGLU ibareli marka başvurusunun ortaklığı temsil eden Altınkükürt Ltd. Şti. yerine davalı tarafından kendi adına yapılmasının da basiretli bir tacire uygun iyiniyetli bir hareket teşkil etmediği ve bu nedenle davalının marka tescilini kötü niyetli yaptığının anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüyle davacının tescilli markasına yönelik davalı tarafın marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, sona erdirilmesine, önlenmesine, davalı adına tahsis edilen “www.koseogluakkukurt.org” internet alan adının davalı tarafından kullanımının önlenmesi ile terkinine, diğer alan adlarına yönelik davanın husumetten reddine, 2013/26322 Sayılı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.

Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.

1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi v.s. hususlarına ilişkin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan asıl davaya ilişkin kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

2-) Davalı adına tescilli “AHMET KÖSEOĞLU” markasının hükümsüzlüğüne ilişkin birleşen davaya yönelik davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince ; Mahkemece, davacının“KÖSEOĞLU” ana unsurlu markalarıyla davalı  adına tescilli “AHMET KÖSEOĞLU” markasının 556 Sayılı KHK’nın 8/1 kapsamında benzer olduğu, markalar arasında iltibas ihtimali bulunduğu ve davacı şirket ile ortak ticaret yaparken kendi adına “AHMET KÖSEOĞLU” markası için başvuru yapan davalının kötü niyetli olduğu gerekçesiyle markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Hükümsüzlük davasına mesnet davacı şirket markalarının davalı şirket adına tescilliyken 10.10.2013 tarihinde davacı şirkete devredildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Aynı tarihte taraflarca imza altına alınan ve davacılar tarafından da kabul edilen adi yazılı sözleşmenin 1. maddesiyle 30.06.2014 tarihine kadar “AHMET KÖSEOĞLU” markasının ve buna benzer dava konusu olmayan diğer marka başvurularına davacılar tarafından itiraz edilmeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin açık düzenlemesinden anlaşıldığı üzere davacılar davalının “AHMET KÖSEOĞLU” markası için başvuru yapmasına ve bu markayı kullanmasına açıkça muvafakat etmişlerdir.

Hatta marka başvurusundaki harf karakterlerinin özellikleri dahi sözleşmede açıkça düzenlenmiş olup dava konusu markanın bu özelliklerde tescil edildiği de sabittir. Marka başvurusunun bu protokolden önce yapılmış olması sonuca etkili olmayıp tarafların davalının “AHMET KÖSEOĞLU” markasını tescil ettirip kullanması hususunda anlaştıkları değerlendirildiğinde davalının sözleşme öncesinde başvuru yapmış olması nedeniyle kötü niyetli kabul edilebilmesi de mümkün değildir.

Aksine sözleşme ile davacılarca tesciline muvafakat edilen markanın davacılarca çeşitli sebepler ileri sürülerek hükümsüzlüğünün talep edilmesi TMK 2. maddede düzenlenen iyi niyet kurallarına uygun değildir. Davalıların fiili kullanımları hükümsüzlüğü gerektirmemekte olup fiili kullanımların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu mahkemece kabul edilmiş ve mahkemenin bu husustaki kabulü Dairemizce de uygun bulunmuştur.

Bu itibarla taraflar arasında imzalandığı hususunda çekişme bulunmayan 10.10.2013 tarihli adi yazılı sözleşme ile davacıların davalının “AHMET KÖSEOĞLU” markasını tescil ettirip kullanmasına açık muvafakati dikkate alınarak hükümsüzlük davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle hükümsüzlük davasının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davalı  yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.


Markaların Bir Arada Varolması(Coexistence)

Bir arada Kullanım; Kazanılmış Hak; Osaka Kararı 740

Markada Kazanılmış Hakkın Şartları; NAMLI Kararı 968


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz