Oca 5, 2023
325 Görüntüleme

Tasarımın Çoklu Korunması Tasarımın Kümülatif Korunması 310

Yazan
banner

Tasarım şartları varsa tasarım korumasından yararlanabileceği gibi bir tasarım yine eser vasfında ise eser korumasından da yararlanabilecektir. Burada kümülatif koruma söz konusu olabilmektedir.


İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/310 Esas
KARAR NO : 2022/92

DAVA : Fsek – Tecavüzün Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/09/2016
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

Dava 5846 sayılı Kanun kapsamında açılmış tecavüzün refi ve FSEK 68 ve 70. maddesi gereği talep olunan maddi ve manevi tazminat, 554 sayılı tasarım hakkının ihaline dayalı ref talepli dava ve TTK haksız rekabet hükümlerine dayalı men ve ref davasıdır.
İstinaf Kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere davacının stand tasarımının eser türlerinden birine girip girmediği, hususiyet içerip içermediği gerekçesi ile önceki karar kaldırılmış, mahkememizce bu hususla sınırlı olmak üzere içerisinde FSEK uzmanı bulunan yeni bir bilirkişi heyetine dosya tevdi edilmiş, yeniden rapor alınmıştır.
FSEK m. 1/B-a’da tanımlandığı şekliyle, eser ” Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri”dir.

Her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri” FSEK m.2/1 (3) de ilim ve edebiyat eserleri arasında; “ Mimarlık eserleri” FSEK m. 4/1 (3)’ de , El işleri ve küçük sanat eserleri, minyatürler ve süsleme sanatı ürünleri ile tekstil, moda tasarımları FSEK m.4/1 (4) de güzel sanat eserleri arasında sayılmıştır.

FSEK m.4/2 de “Krokiler, resimler, maketler, tasarımlar ve benzeri eserlerin endüstriyel model ve resim olarak kullanılması, düşünce ve sanat eserleri olmak sıfatlarını etkilemez.” ifadesi yer almaktadır.

Bir tasarım şartları varsa tasarım korumasından yararlanabileceği gibi bir tasarım yine eser vasfında ise eser korumasından da yararlanabilecektir. Burada kümülatif koruma söz konusu olabilmektedir.

Bir fikri çabayı diğerlerinden ayıran ve eser olarak korunur hale getiren en önemli unsur; sahibinin hususiyetini yansıtacak düzeyde şekillenmiş olmasıdır. Şüphesiz, “hususiyetin” daraltıcı anlamda yorumu suretiyle mutlaka üst düzeyde yaratıcılık ve orijinallik içermesi gerektiği düşüncesi benimsenemez. Ancak, “hususiyetin” geniş anlaşılması da eser olmayan ürünlere bu niteliğin tanınması aracı yapılmamalıdır (Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, Dördüncü Bası, S. 101).
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca, bir eser korumasından yararlanabilmek için ortaya çıkan eserin mutlaka Kanun’da sayılan eser türlerinden birine girmesi gerektiği gibi, ortaya çıkan eserlerde ise korunan unsur, eserin arkasındaki duygu ve düşünce olmayıp, o düşüncenin ifade ediliş şeklidir. Her hangi bir ifadenin eser kapsamında korunabilmesi için de eserin tümü ya da koruma talep edilen parçasının FSEK m. 1/B-a uyarınca, sahibinin hususiyetini taşıması gerekmektedir. (Yargıtay 11.HD ; 17.07.2017 T., E.2016/9284, K.2017/4126)
Mahkememizce hükme esas alınan 01/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, taraflara ait ürünlerin stand tasarımı olduğu, tasarımların genel geometrik biçimleri, oranları, yüzey özellikleri ile farklılaştığı ve ayırt edici nitelik kazandığı, bu bağlamda benzer teşhir amaç ve işlevini yerine getirmek üzere farklı biçim, oran ve özelliklerde tasarlanıp üretildiği, gerek işlevsel, gerekse biçimsel özellikleri sebebi ile eser olarak değil seri olarak ya da yerine özel ölçülerde üretilebilecek bir tasarım ürünü olarak tanımlanabileceğine dair yapılan değerlendirme kapsamında davacının stand tasarımının hususiyet içermediği ve eser vasfına sahip olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamını, usul ve yasaya uygun İstanbul Bam 16. Hukuk Dairesi 2018/2226 Esas, 2021/828 Karar sayılı kaldırma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu, FSEK ve 554 s.KHK birlikte değerlendirildiğinde dava konusu stand tasarımının “eser” olarak nitelendirmeyeceği bu nedenle sübut bulmayan davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.  07/07/2022


Marka ve Tasarım; Kümülatif Koruma

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1208101#:~:text=TTK%20m.%2053’ten%20hare,denilen%20malvarl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1n%20b%C3%BCt%C3%BCn%C3%BCn%C3%BC%20ifade%20eder1.


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz