Mar 8, 2024
29 Görüntüleme

Sınai Mülkiyet Kanunu(SMK) 157 Zamanaşımı

Yazan
banner

Sınai Mülkiyet Kanunu(SMK) Madde 157

Zamanaşımı
MADDE 157- (1) Sınai mülkiyet hakkı veya geleneksel ürün adından doğan özel
hukuka ilişkin taleplerde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun
zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanır.


Sanayi Mülkiyeti Kanunu’nun 157. maddesi, bir hak ihlali durumunda zamanaşımı sürelerini düzenler. Bu madde, hak sahiplerine belirli bir süre içinde yasal haklarını koruma ve ihlalleri giderme fırsatı tanır.

Zamanaşımı, hukuk sistemlerinde sıkça karşılaşılan bir kavramdır ve hak ihlalleriyle ilgili olarak da önemli bir rol oynar. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 157. maddesi, sınai mülkiyet haklarının ihlali durumunda uygulanacak zamanaşımı sürelerini belirler. Bu madde, hem hak sahipleri hem de potansiyel ihlal edenler için önemli sonuçlar doğurur ve hukuki süreçleri şekillendirir.

Söz konusu madde, hak sahiplerine belirli bir süre içinde yasal haklarını koruma ve ihlalleri giderme fırsatı tanır. Ancak, bu sürenin geçmesi durumunda hak sahiplerinin bazı hakları zaman aşımına uğrar ve hukuki yollarla korunmaları zorlaşır. Bu nedenle, zamanaşımı sürelerinin doğru bir şekilde anlaşılması ve izlenmesi son derece önemlidir.

Marka, patent, faydalı model, tasarım haklarına karşı bir ihlal olduğunda süre TBK m. 72’ye yapılan atıf doğrultusunda, zamanaşımı süresi ihlalin öğrenildiği veya öğrenilmesi gerektiği tarihten itibarn 2 yıldır. Her halükarda yani ihlal öğrenilmese ve öğrenilmesi gerekmese bile ihlalin sona ermesinden 10 yıl sonra zamanaşımı süresi geçer ve artık dava açılamaz. İhlal davalarında sıkça zamanaşımı savunması yapılmakla birlikte her ihlal durumu için ayrı zamanaşımı süresi işleyeceğinden ihlal sürdüğü müddetçe zamanaşımı işlemez zamanaşımı ihlalin bittiği tarihten itibaren başlar. Yani ilk ihlalin üzerinden iki yılllık ve on yıllık süreler geçmiş ise ancak ihlal sürüyorsa bu durumda zamanaşımı süresi geçmiş olmaz. İhlal eylemi aynı zamanda cezai bir suç teşkil etmesi halinde ceza kanunundaki daha uzun süreler uygulanabilecektir ki Yargıtay kararlarına göre eylemin cezai suç kapsamında olması yeterli olup şikayet ve ceza davası olması da gerekmez(Yargıtay 11. HD 2014/2822-2014/12506 E/K CAVALLI kararı).

Ceza kanunu kapsamındaki zamanaşımı süreleri TCK 66’de düzenlenmiştir.

Dava zamanaşımı
Madde 66- (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
geçmesiyle düşer.

(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren
hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı
süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği
günden itibaren işlemeye başlar

Zamanaşımı sürelerinin izlenmesi ve uygulanması, hem hak sahipleri hem de potansiyel ihlal edenler için önemlidir. Hak sahipleri, haklarını zamanında korumak ve ihlalleri gidermek için süreleri takip etmelidir. Aksi takdirde, haklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Diğer yandan, potansiyel ihlal edenler, zamanaşımı sürelerinin dolması durumunda hak sahipleri tarafından karşılaşacakları yasal riskleri değerlendirmelidir.

Sonuç olarak, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 157. maddesi, hak ihlalleriyle ilgili olarak zamanaşımı sürelerini düzenleyerek hem hak sahiplerinin hem de potansiyel ihlal edenlerin haklarını korumasına yardımcı olur. Bu sürelerin doğru bir şekilde anlaşılması ve takip edilmesi, hukuki süreçlerin adil ve etkili bir şekilde yürütülmesini sağlar. Bu nedenle, bu konunun taraflar tarafından dikkatlice incelenmesi ve anlaşılması önemlidir.


Marka Tecavüzü Zamanaşımı

https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2021-156-2003


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yoruma Kapalı