Şub 16, 2021
1540 Görüntüleme

Mimari Proje ve Mimari Eserlerin FSEK Kapsamında Korunması 13493

Yazan
banner

Dava konusu mimari projenin FSEK 2/3. maddesi kapsamında bir ilim eseri olduğu tartışmasızdır. Ancak, FSEK 4/3. maddesi kapsamında mimari eser sayılıp sayılmayacağı hususunun da belirlenmesi gerekmektedir. Çünkü, mimari projeler FSEK 2/3. Maddesine göre ilim eseri olmakla beraber, mimari proje uygulanmak suretiyle yapılan yapı şayet estetik değere sahip değil ise güzel sanat eseri olarak korunmayacaktır. Ayrıca, bir yapının FSEK 4/3. maddesi anlamında güzel sanat eseri olarak kabul edilmesi için mutlaka 2863 sayılı KTVKK hükümlerine göre “tarihi ve kültürel değerdeki korunması gerekli anıt yapı” niteliğinde olması gerekmemektedir. Mimari projenin ve binanın hukuki durumlarının FSEK 2/3 ve 4/3. maddelerine göre belirlenmesi ve uyuşmazlığın bundan sonra çözümlenmesi gerekir. Şayet mimari proje FSEK.2/3. maddesine göre bir ilim eseri niteliğinde ise, eser sahibinin “mimari proje” üzerindeki mali ve manevi hakları korunmakla birlikte; projenin uygulanması sonucu ortaya çıkan “bina” estetik unsurları içermiyorsa FSEK 4/3. maddesine göre mimarlık eserlerinden sayılmayacaktır. Başka bir ifadeyle, koşulların varlığı halinde hem proje hem de mimari yapı birbirinden bağımsız olarak korunabilir.


Yargıtay 11. HD. T. 02.06.2008, E. 2007/13493, K. 2008/7196

Davacı vekili, müvekkilinin TBMM Lojmanları Sitesinin müellifi ve mimari olduğunu, davalıların bu siteyi yıktırarak yerine bir site yapılması için özel bir şirketler ortaklığı kurduğunu, 5846 sayılı Yasa’nın 4/3. maddesi gereğince güzel sanat eserleri arasında sayılan mimarlık eserleri cümlesinden ortaya çıkardığı yapısal bütünlüğün topyekün yok edilmeye çalışılmasının doğru olmadığını, bu amaçla davalılara çekilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, mimari eserin ortadan kaldırılmasının müellifin meslekteki itibarını zedelediğini, çevresinde az sayıda da olsa eseri 20 yılda ortadan kaldırılmış bir mimar sorgulamasına muhatap kıldığını, müvekkilinin maddi ve manevi olarak çöküntüye uğradığını, herhalde korunması gereken kültür varlığının rant kaygısı ile ortadan kaldırılmasının doğru olmadığını ileri sürerek, Çankaya Oran semtindeki yıkımına başlanan TBMM Lojmanları Sitesinin özgün ve nitelikli ve buna dayalı olacakta korunması gerekli bir kültürel varlık olarak kabul edilmesinin mümkün bulunup bulunmadığı, mimari bütünlük bozulmaksızın değişik alternatif projelerin yapılmasının mümkün bulunup bulunmadığının tespit olunmasına, davalıların alternatif çözüm tarzlarını hiç dikkate almaksızın vaki olan ve davacının telif hakkı ile yaratılan muarazaların men’ine, davalıların bütünüyle yıkarak, yeniden inşa faaliyetlerinin davacının görüşlerinin alınması ve telif haklarına saygı gösterilmesi yolu ile yürütülmesi gerektiğine, mimari eserin müvekkiline hiç danışılmadan yıktırılması nedeniyle müvekkilinin kişiliğinde ve şöhretinde yarattığı zararın önlenebilmesi için 500.000. TL manevi tazminatın, müvekkilinin mesleki faaliyetinin devamında yarattığı olumsuzlukların ve azalmanın karşılanması bakımından fazlaya ait haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000. TL maddi tazminatın faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu yerleşke, binalar, çevre düzeni gibi tüm unsurlarıyla lojman kompleksinin proje yapımının davacıya ait olduğu, yapıların geleneksel mimari özelliklerini taşıdığı, ihlal nedeniyle mimari projenin yok olmasının yanı sıra bu proje ile oluşturulan özgün kompleksin de yok edilmesinin eser sahibinin FSEK.16/3 ve 70. maddeleri gereğince manevi haklarını ihlal ettiği davacının mimari/sanatçı kişiliği dikkate alındığında BK.49. madde gereği şeref ve mesleki itibarının zedelendiği, diğer davalı M. A.Ş.nin davalı TOKİ ile yaptığı sözleşme gereğince yıkım işi yapmasında kusurlu olmadığı gerekçesiyle, davalı M. A.Ş. hakkındaki davanın reddine, davalı TOKİ hakkındaki davanın kısmen kabulü ile davacının 5846 sayılı yasa gereğince manevi ve kişilik haklarının ihlal edildiğinin tespiti ile aynı Yasa’nın 70/1 ve MK’nın 1, 24, 25 ve BK’nın 49. maddeleri uyarınca para olarak talep edilen manevi tazminat yerine takdiren TBMM lojmanları binalarından 3 birim konutun yıkımının durdurularak binaların mimari projelerinin aslına uygun iç ve dış kısımlarının muhafaza edilebilmesi için davalı TOKİ tarafından imal edilerek binaların girişlerine yerleştirilecek billboardlara lojmanların bütünün yıkılmadan önceki panoramik bir fotoğrafı ile sitenin tarihçesine ilişkin bilgiler ve proje müellifi davacının özgeçmişi hakkında bilgilendirilme yazılarının konulmasına, karar kesinleştiğinde mahkemece yazı içeriklerinin hazırlanmasına, maddi tazminat talebi atiye terk edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Dava, davacının müellifi ve mimarı olduğu TBMM Lojmanları Sitesinin 5846 sayılı Yasa’nın 4/3. maddesi gereğince güzel sanat eserleri arasında sayılan mimarlık eseri niteliğinde olduğu iddiasına dayanılarak açılan, muarazaların men’i ve mimari eserin yıktırılması nedeniyle davacının kişiliğinde ve şöhretinde yarattığı zararın önlenebilmesi için manevi ve maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkin olup, yargılama sırasında maddi tazminat talebi atiye terk edilmiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporundaki mimar bilirkişi görüşünün esas alındığı belirtilerek, davaya konu yerleşke, binalar, çevre düzeni gibi tüm unsurlarıyla lojman kompleksinin proje yapımının davacıya ait olduğu, yapıların geleneksel mimari özelliklerini taşıdığı ve mimarlık eseri olduğu, ihlal nedeniyle mimari projenin yok olmasının yanı sıra bu proje ile oluşturulan özgün kompleksin de yok edilmesinin eser sahibinin FSEK 16/3 ve 70. maddeleri gereğince manevi haklarını ihlal ettiği davacının mimari/sanatçı kişiliği dikkate alındığında BK.49. madde gereği şeref ve mesleki itibarının zedelendiği, gerekçesiyle, davalı TOKİ hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dava konusu projenin FSEK 2/3. maddesi kapsamında bir ilim eseri olduğu tartışmasızdır. Ancak, FSEK 4/3. maddesi kapsamında mimari eser sayılıp sayılmayacağı hususunun da belirlenmesi gerekmektedir. Çünkü, projeler FSEK 2/3. Maddesine göre ilim eseri olmakla beraber, proje uygulanmak suretiyle yapılan yapı şayet estetik değere sahip değil ise güzel sanat eseri olarak korunmayacaktır. Ayrıca, bir yapının FSEK 4/3. maddesi anlamında güzel sanat eseri olarak kabul edilmesi için mutlaka 2863 sayılı KTVKK hükümlerine göre “tarihi ve kültürel değerdeki korunması gerekli anıt yapı” niteliğinde olması gerekmemektedir. Projenin ve binanın hukuki durumlarının FSEK 2/3 ve 4/3. maddelerine göre belirlenmesi ve uyuşmazlığın bundan sonra çözümlenmesi gerekir. Şayet mimari proje FSEK.2/3. maddesine göre bir ilim eseri niteliğinde ise, eser sahibinin “proje” üzerindeki mali ve manevi hakları korunmakla birlikte; projenin uygulanması sonucu ortaya çıkan “bina” estetik unsurları içermiyorsa FSEK 4/3. maddesine göre mimarlık eserlerinden sayılmayacaktır. Başka bir ifadeyle, koşulların varlığı halinde hem proje hem de mimari yapı birbirinden bağımsız olarak korunabilir.

İç Mimari Projenin İzinsiz Kullanılması; Çoğaltma Hakkının İhlali

İmar Değişikliği Nedeniyle Mimari Projede Köklü Değişiklik Yapma Zorunluluğu 5726

Eser Niteliğindeki Mimari Proje Varken Aynı Parsele Başka Mimar Proje Yapamaz 4626

Eser Niteliğindeki Mimari Projenin İhtiyaç Doğrultusunda Değiştirilmesi 8353

 


mimari eser fsek mimari eser fsek mimari proje fsek mimari proje fsek mimari proje dava mimari proje dava  mimari eser değişiklik mimari eser değişiklik mimari eser dava mimari eser dava fsek dava fsek dava  eser dava eser dava  eser tecavüz eser tecavüz  eser ihlal eser ihlal fsek ankara avukat fsek ankara avukat fsek ankara dava fsek ankara dava  telif avukat telif avukat  telif ankara avukat telif ankara avukat

 


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz