Oca 11, 2023
218 Görüntüleme

Fotoğraftaki Hak Sahipliğinin İspatı 364

Yazan
banner

Davacının, davalıya ait internet adresinde yayınlanmış davaya konu fotoğrafın haksız rekabet oluşturabilmesi için öncelikle, mali haklarının davacıya ait olduğunun ispatı gerekir. Davacı söz konusu hususta delil sunma süresi içerisinde bir delil ibraz edememiş ve fotoğrafın mali hakları yönünden iddiasını ispatlayamamıştır. Bu nedenle FSEK kaynaklı davanın ve haksız rekabet davasının reddine karar vermek gerekmiştir.


BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/364 Esas KARAR NO : 2022/195

.
Markadan doğan haklara tecavüzün tespiti yönünden yapılan değerlendirmede;
SMK m. 6/1’de nisbi ret nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 maddesinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır.

SMK m. 6/1’e göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine reddedilir.

SMK m. 25/1 gereğince hem 5. maddede yazılı mutlak ret nedenleri , hem de 6.maddede yazılı nisbi ret nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin

SMK m.  7/2-b’ye göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
SMK m. 7/5’e ise “Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez: a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi. b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması. c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”

Madde metninde “dürüstçe” ve “ticari hayatın olağan akışı içinde” kullanımdan ne anlaşılması gerektiği, her somut olayın özelliklerine göre ayrıca değerlendirilmelidir. Asıl olan markayı kullanma hakkının marka sahibine ait olmasıdır.

Bu nedenle SMK m. 7/5 hükmü istisnadır ve buna göre yorumlanmalıdır. Dosyada bulunan tüm beyan ve delillere göre davalının, davacıya ait “…” markasını ayniyet arz edecek şekilde kullandığında bir tereddüt bulunmamaktadır. Önemli olan bu kullanımın dürüst ve ticari hayatın olağan akışı içinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu durumda kullanılıp kullanılmadığıdır.

Dosyaya sunulmuş olan ve bilirkişi raporlarında görsellerine yer verilen davalı yana ait kullanımların, ambalaj, poşet, personel kıyafeti tanıtım evrakı ve web sitesinde belirgin ve ön planda kullandığı, ilgili kullanımın malın ya da hizmetin nitelendirilmesi amacını aşarak “…” markası ile davalı arasında tüketici nezdinde ticari bir bağ bulunduğu yönünde izlenim oluşturma ihtimalini doğurduğu, davalının, bu derece yaygın ve baskın kullanımının SMK m. 7/5 anlamında korunmasının mümkün olmadığı hukuki kanaatine ulaşılmıştır.

Burada tespit olunan ilişkilendirme ihtimalinin, özellikle, dosyaya sunulan deliller ve mahkeme kararlarına göre tanınmış olduğu anlaşılan davacı markası yönünden güçlendiği, aynı zamanda davacının tanınmışlığından davalı yanın faydalanmasına yol açtığı, bu itibarla da marka hakkına tecavüzün koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacının marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı haksız rekabete ilişkin iddiaları yönünden ise Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2022 tarih, … esas ve … karar sayılı içtihadı nazara alınarak TTK m. 55/1-a-4 bendinin somut olayda uygulama yeri olmayacağı, özel kanun olan SMK’nın uygulanması ve özel kanun hükümlerinin korumasının yeterli olduğu kanaatiyle marka hakkına tecavüzden kaynaklı haksız rekabet davasının reddine karar verilmiştir.
Davacının FSEK çerçevesindeki talepleri yönünden yapılan değerlendirmede ise; Davaya konu fotoğrafların “sahibinin hususiyetini” taşımadığı, bu itibarla eser olarak değerlendirilemeyeceği sunulan raporlar ve toplanan deliller ile anlaşılmıştır.
Burada tartışılması gereken FSEK m. 84 yollamasıyla TTK hükümleri gereği haksız rekabet şartlarının bulunup bulunmadığıdır.
Davacının, davalıya ait internet adresinde yayınlanmış davaya konu fotoğrafın haksız rekabet oluşturabilmesi için öncelikle, mali haklarının davacıya ait olduğunun ispatı gerekir. Davacı söz konusu hususta delil sunma süresi içerisinde bir delil ibraz edememiş ve fotoğrafın mali hakları yönünden iddiasını ispatlayamamıştır. Bu nedenle FSEK kaynaklı davanın ve haksız rekabet davasının reddine karar vermek gerekmiştir.


Telif Hakları Süresi 70 Yıl

Telif Haklarında Şahsi Kullanım İstisnası 16441


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz