Oca 24, 2020
616 Görüntüleme

Swatch v I-Watch Kararı: Sonradan Kazanılan Ayırt Edicilik Nedeniyle Tasviri Unsurlar da Karışıklık Yaratabilir

Yazan
banner

Taraf markaları arasında biçim, düzenleme, tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde davacının “swatch” ibareli markalı ürünü satın almak isterken davalının “i-watch ” ibareli başvuru markalı ürünü satın almak biçiminde bir yanılgıya düşebileceği, taraf markaları arasında 556 Sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında iltibasın bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK …’nın 2011-M-3124 Sayılı kararının iptaline, dava konusu 2009/63067 Sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.


YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/443
K. 2019/2596
T. 3.4.2019
DAVA : Taraflar arasında görülen davada … 4. F. ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 04/10/2017 tarih ve 2017/209-2017/336 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davacının “swatch” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin “i-watch” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, davacının tescile itirazlarının TPMK …’nca reddedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, taraf markalarının benzer olup tüketiciler nezdinde karıştırılacağını, davacı markaları tanınmış olduğundan başvurunun kötüniyetli olduğunu, “watch” ibaresinin tasviri bir işaret olmadığını ileri sürerek 11.08.2011 tarih 2011-M-3124 Sayılı …’nın kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.

Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı şirket vekili, Türkçe’de saat anlamına gelen “watch” ibaresinin herkesin kullanımına açık tamamlayıcı bir unsur olduğunu, başvuru konusu markasının asli unsurunun “i” harfi olduğunu, taraf markalarının görsel açıdan farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre “watch” ibaresinin İngilizce olduğu ve Türkçe’de kol saati anlamına geldiği, markaların tescil kapsamları aynı ise de davacı markaları yaratılmış orjinal marka iken davalı markasının tanımlayıcılığa kısmen yakın olan tamamen farklı anlamı, görsel ve şekilsel unsuru olan bilinçli tüketici nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açmayacak unsurlar içerdiği, “watch” ibaresinin tanımlayıcı ibare olup herkesin kullanımına açık olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dairenin 24.06.2013 gün ve 2012/15330 esas, 2013/13168 Sayılı kararı ile davacının temyiz istemi red edilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine bu kez Dairenin 05.12.2013 gün ve 2013/15582 esas, 2013/22186 karar sayılı kararı ile karar düzeltme isteminin kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma üzerine yerel mahkemece verilen direnme kararının davacı vekilince yeniden temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.04.2017 tarih 2017/11-74 , 2017/728 Sayılı ilamı ile yasal düzenlemelere uygun direnme kararı bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyularak yapılan yargılamada mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Dairemiz 05/12/2013 tarih 2013/15582-2013/22186 Sayılı bozma ilamına uyulmasına ve taraf markaları arasında biçim, düzenleme, tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde davacının “swatch” ibareli markalı ürünü satın almak isterken davalının “i-watch ” ibareli başvuru markalı ürünü satın almak biçiminde bir yanılgıya düşebileceği, taraf markaları arasında 556 Sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında iltibasın bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK …’nın 2011-M-3124 Sayılı kararının iptaline, dava konusu 2009/63067 Sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 18,40 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, 03/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Food Bar Kararı, Markanın Herkesçe Kullanılabilecek Olması, Ayırt Edicilik

Markanın Ayırt Edicilik Kazanması

Markada Ayırt Edicilik ve Yargıtay’ın Euroglass Kararının Analizi

Markada Ayırt Edicilik ve Yargıtay’ın Euroglass Kararının Analizi

Tanınmış Markalarda İltibas 2315

Tanınmış Marka Kriterleri ve Türk Patent Tanınmış Marka Başvurusu


2003 yılından itibaren Barolar Birliği’ne bağlı olarak çalışan Avukat Emre Kurt, kariyerine ticaret hukuku alanında başlamış Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku ve Marka, Patent, Faydalı Model, Telif Hakları yan genel adıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Londra Üniversitesi’ndeki ihtisasın ardından Av. Emre KURT özellikle marka, patent ve haksız rekabet hakları konusunda yoğun olarak çalışmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz